Lakers
OKC dün akşam yalnızca 2 kere top kaybı yaparak NBA rekorunu egale etti. Fakat Thunder'a methiye düzmektense Lakers'ın ölü savunması için ağıt yakmayı tercih ediyorum. Lakers, 100 pozisyona oranladığımızda rakip takımları top kaybına zorlama konusunda sondan ikinci sırada geliyor. Tüm atletizmini kaybetmiş, pas yollarına müdahale edemeyen, Thunder kısalarının önünde duramayan bir kadroyla karşı karşıyayız. Üstelik Lakers'ın transition savunması kabul edilemez seviyede (24. sıradalar - via synergy). Dün akşam savunma ribaundunu alan her Thunder oyuncusu topla rakip sahaya geçip çembere gitti.
Hiçbir kısanın vasat seviyede bile savunma yapamadığını, Dwight sağlıklı olmadığı için boyalı alana giren her rakibin boş turnike attığını, savunma rotasyonunda sürekli aksadıklarını, pick&roll'de devrilen oyuncuyu engelleyemediklerini, MWP'nin artık yalnızca iri oyuncuları savunabildiğini de düşünürsek playoff şanslarının kalmadığına hükmedebilirdik. Fakat playoff'a kalacaklar. Çünkü Kobe Bryant, yalnızca basketbol tarihinin değil, spor tarihinin gördüğü en özel isimler arasında (ki blog sakinleri, benim Kobe'yi pek sevmediğimi biliyorlardır.).
[disclaimer: Bu paragrafta basketbol aklını yarı yarıya bir kenara bırakıp yola duygularla devam ettim] Sayı yüzdesinden bağımsız olarak en özel Kobe sezonlarından birini yaşıyoruz. Yalnızca sakatlıklar, verimlilik veya yaşlılık ile açıklayamayacağımız akıl almaz bir irade gösterisiyle karşı karşıyayız. Tüm problemlerine rağmen (Dwight'ın iq seviyesi, Gasol'un sağlığı, korkunç bench...) hiçbir zayıflığa sahip olmadığını kanıtlamaya çalışan, hatta buna inanan ve bu uğurda sürünün gençleriyle sonucu belli bir savaşa giren yırtıcılara benziyor. Kobe Lakers'ı playoff'a taşıyacak, azamî 1 maç kazanıp elenecek ve ben 2013 Kobe'yi unutmayacağım.
Rockets
Trade deadline'da hem Patterson'ı, hem de Morris'i gönderip tüm PF rotasyonunu değiştirme kararı alan Morey, Patterson/Morris'e hiç benzemeyen ama all-star potansiyeline sahip Thomas Robinson'ı almıştı (Ben NCAA'i veya Kings'in bu seneki maçlarını pek izlemediğim için tam bilgiye sahip değilim ama atletizminden orta mesafe şutuna dek pek çok özelliği methediliyor.). Morey bu sene playoff'lara kalmayı değil, orta vadede contender olmayı istiyor. Haliyle all-star olmayacağını anladıkları Patterson'ı gönderdiler.
Alan paylaşımında istikrar sağlayan şutör 4 numaraları gönderdikleri için pek çok insan gibi bu seneki playoff yarışında yara aldıklarını düşünmüştüm. Spread pick&roll oynayan, Harden ve Lin'in penetrelerini takiben yay etrafındaki şutörleri bulan bir takımın alan paylaşımına feci şekilde muhtaç olduğu aşikar. Sürdürülebilir olup olmadığına emin değilim ama şu ana dek Motiejunas gayet iyi oynuyor.
İstatistikler: Morr/Patt %37'yle maç başına 2,1 3'lük isabeti buluyordu. Donatas trade deadline sonrası %40'la 1,2 isabet kaydediyor. Takas sonrası net rating'i 22,4 (Sahada olduğu 100 pozisyon başına 130,3 atıp, 107,9 yiyorlar.). Rockets'ın bu sürede en çok kullandığı iki line-up'tan (Her ikisini de 52 dakika kullandılar) verimli olanı şöyle: Lin-Harden-Parsons-Motiejunas-Ömer: 100 pozisyona uyarladığımızda 141,9 atıp, 101,6 yiyorlar.
Rockets'ta Ömer hariç hiçbir oyuncun elit savunmacı değil. Hatta pek çoğu vasat seviyede (Sezon başından beri 18 milyon kere söylediğim gibi: Harden'ın hücum repertuarına rağmen Wade'in hâlâ daha değerli bir oyuncu olmasının sebebi bu). Fakat playoff'lara kalma ihtimalleri Lakers, Jazz ve Warriors'tan daha fazla.
ps. Ayrıca guard rotasyonunda Patrick Beverley iyi oynamasına rağmen Aaron Brooks'la anlaştılar. "6 aydır mega şanslı gidiyoruz, playoff öncesi biraz saçmalayıp karmada denge bulalım" gibi bir fikre kapıldılar sanırım.
Harlem Shake
Miami'nin Harlem Shake'ini takiben Nuggets
da bir video hazırlamış. Aslında arkada Kenny, Cookie the Ogre gibi
enteresan karakterler var ama kameranın önünü kapatacak kadar gerizekalı
oldukları için videonun değeri iyice düşmüş. Neyse, zaten en güzel Harlem Shake videosunu Timberwolves hazırladı.
Spurs. Playbook Muhabbeti.
Bu oyunun üstünden 10 gün geçti ama taslağı hazırlayıp unutmuşum. Soğuk servis ediyorum, buyrun.
Tony Parker sağ köşede, Kawhi Leonard ve Danny Green kanatlarda. Ginobili topu oyuna sokacak. Tim Duncan, sağ köşeden sol köşeye cut yapan Parker için perde hazırlamaya gidiyor ama perdede kontağı sağlamaksızın kayıyor ve Danny Green'in hazırladığı down screen'i kullanıp sol elbow'a çıktıktan sonra Ginobili'den pas alıyor. Oyun Duncan ve Ginobili'nin yeteneklerine ithafen çizilmiş; Duncan'ın elbow'dan verdiği pas ve Ginobili'nin repertuarındaki en meşhur numaralardan biriyle basket geliyor.
Normal süre biterken kullandıkları bu oyunu, uzatma devresinin sonlarında yine denemeye çalıştılar. Fakat Draymond Green ve Klay Thompson bu defa hazırlıklı oldukları için savunmada iyi iş çıkardı.
Son pozisyonda yine aynı oyunu denediler. Stephen Curry'nin kendi adamını bırakmaya meyilli olduğunu, David Lee'yle beraber "switch yapsak mı yapmasak mı" diye derin düşüncelere daldığını (dikkat etmediyseniz bir önceki videoyu tekrar izleyin) gördükleri için başka bir şekilde bitirmeye çalıştılar.
Rastgele Notlar:
-Warriors'un savunması çöktü. (100 pozisyon başına) daha fazla sayı yiyorlar, rakipleri daha az top kaybına zorluyorlar, toplam savunma ve hücum ribauntlarının daha azını toplayabiliyorlar, daha yüksek yüzdeyle sayı yiyorlar... Azim/hırs/gençlik/enerji gibi kriterler, 82 maçlık sezonda yavaş yavaş erozyona uğruyor. Playoff öncesi tekrardan toparlayıp toparlayamayacaklarını göreceğiz.
-Yazıhane'de Wilt'in 100 sayılık performansını anlatabilmek için Wilt'in hayatını ve 1960'larda NBA iklimini anlattım. Anekdot yağmuruna dönmesin diye birkaç klasik kurgu numarası kullanarak okura soluk alma fırsatı vermeye çalıştım falan fistan. Gidip okuyun.
-Kirk Goldsberry, David Lee hakkında küçük bir video hazırladı. Tabii SSAC'tan Grantland'e yolladığı çalışma daha önemli: Sanders vs Lee (video) ve şu (sunum)
-Sloan Sports Analytics Conference'ta olayın foseptik atığının çıktığı an: Oyuncuların biyolojik dengelerini ölçerek takım kimyasını istatistiğe dökme çabası.