Monday, July 26, 2010

WTF-2

Daha önce de aynı nidâ ile seslenmiştim: WHAT THE FUCK!

Chris Wallace, Rudy Gay'e 5 sene için 82 milyon dolar verdi.
Hawks cephesinde Rick Sund, Johnson'ı takımda tutmak adına 6 sene için 119 milyon dolar verdi.
John Hammond, Gooden+Salmons'a beş yıl için yaklaşık 80 milyon dolar verip(Gooden'a 32m$), geçtiğimiz sezon kazandığı Executive of the Year ödülünü murdar etti.
Mavericks, Haywood'a 6 sene için 55 milyon dolarlık kontrat sundu.
Bryan Colangelo, Amir Johnson'a 5 seneliğine 32 milyon dolar verdi.
ve tabiî ki David Kahn, Al Jefferson'ı gönderip Darko Milicic'e 20 milyon dolar verdi.

Steve Kerr, Shawn Marion ve Marcus Banks karşılığında Shaq' O'neal'ı takas ederek run&gun dönemine son vermiş, run&gun bozulduğundan beri ligin en güzel basketbol oynayan takımını sabote etmekle itham edilir olmuştu. Alvin Gentry'nin üstün performansı, Nash ve Hill gibi basketbolu bilen sahaiçi koçlar sayesinde yeniden Batı Finali'ne kalan Suns, Kerr'in GM kariyerine başarılı bir sayfa eklemişti. Pek beklemiyordum ama tekrar eski işine, televizyona dönme kararı almış. Önümüzdeki sezon TNT'de mukim. Yeni Phoenix Suns'tan bahsederken hem bu hamleyi, hem de yaza damga vuran bir başka abuk subuk kontratı unutmuşum. Sezon boyu hemen her maçta kendini çok fazla geliştirdiğini ispat eden Channing Frye, malûmunuz, play-off'larda duvara yapışmıştı; potaya onlarca tuğla atmış, Suns hücumunun en sık aksayan parçası olmuştu (Gerçi Lakers serisinin dördüncü maçında yüksek yüzdeyle14 sayı kaydetmişti ama genel performansı içler acısıydı). 6 yıl-20 milyon$ civarında bir kontratı bileğinin hakkıyla alacağını düşünürken, 5 senelik 30 milyon dolara takımda kalması beni şaşırttı. Nash ve Suns hayranı olmakla birlikte Hido, Warrick ve Frye ile ribaund sorunu yaşyabileceklerini düşünmeden edemiyorum.

Çok uzun zaman önce, çok uzak bir galakside all-star forvet mertebesine yükselen Jermaine O'Neal, Boston cephesine katılıp şampiyonluk mücadelesi verecek. Piyasaya düşmüş serbest rol oyuncuları arasındaki en yetenekli isimlerden biri olsa bile 2 sene için 11.5 milyon dolar alacağı haberini duyar duymaz şaşakaldım. Geçtiğimiz yıl telaşa kapılıp önce Rasheed'i getirmişler, ardından Eddie House ile Nate Robinson'ı takas etmişlerdi. Ben beğenmemiş ve normal sezon boyunca haklı çıktığımı iddia etmiştim ama play-off'larda gördük ki bir şekilde yararlı olabiliyorlar. Danny Ainge'in bu hamlesini de kahkahalarla karşılıyor ve dalga geçme hakkımı saklı tutuyorum. Son olarak Ray Allen da iki yıl için 20 milyon dolar aldı. Verilen para fazla görünse de Allen'ın Celtics kimyasında tuttuğu yer akla getirilmeli. Üstelik pek çok takımın şutör aradığı bir dönemde NBA tarihinin en büyük şutörlerinden birini bırakmak pek mantıklı değil. Ölümcül penetreleriyle tanınan ama gittiği takımlarda bir şekilde sorunlara bulaşan Iverson(future hall of famer) bugün çok daha düşük ücretle oynuyor olsa da 'iyi huylu şutör' profili her zaman işe yarıyor. Hem takımlar, kendi bünyelerinde efsaneleşmiş oyuncuları ödüllendirdikçe hak/hukuk denkleminde şiraze kaymıyor. Kontratın süresi iki sene olduğu için, pek eleştirmeden geçiyorum.

Raymond Felton, 2005 draft'inde üçüncü ve dördüncü sıralarda seçilen Deron Williams ve Chris Paul'ün ardından beşinci sıradan seçilmişti. Asla draft sınıfındaki diğer iki pg ölçüsünde performans gösteremediyse de yazın serbest piyasaya düşmüş onlarca yetenekli oyuncu arasındaki en iyi point-guard olduğunu söyleyebiliriz. Donnie Walsh'un önerdiği yıl başına 7 milyon dolar içeren kontrat ilk bakışta göz korkutsa da yalnızca iki sene sürecek olması, efsanevî Knicks kadrosu için yeni hesaplar yapıldığını düşündürüyor. Hatırlarsınız, birbuçuk yıl boyunca hem LeBron, hem de Bosh ile anlaşacaklarına dair zilyon tane teori üreten, bu teorileri güçlü medyasıyla cihana ilân eden New York halkı, Troika Miami karşısında hüsrana boğulmuştu. The Decision'ın ardından Spike Lee'nin yorumlarını duyduğumda, yeni dedikoduyu hatırladım; Carmelo bir sene sonra, Paul de iki sene sonra New York'a katılabilir, bu yıl takıma katılan Amar'e ile şampiyonluğa uzanabilirlermiş. Tüm ABD, hattâ Dünya nezdinde Knicks dalga konusu olmuşken, hâlâ böylesine yüksekten uçmak komik duruyor maalesef. Önce Felton'ın kontratıyla boğuşsunlar.

Tyrus Thomas, asla atletik özellikleri ölçüsünde bir oyuncu olamadığı gibi, kariyerinin sonuna dek eksik yönlerini geliştirebileceğine dair herhangi bir işaret de vermedi. Buna karşın Bobcats, Thomas'ı kadroda tutmak için beş seneliğine 40 milyon dolarlık bir kontrat koymuş ortaya. Rod Higgins'in bu hamlesi garip görünmekle beraber Larry Brown'ın fikri olmaksızın Bobcats kadrosu şekillendirmek pek mümkün değil. Thomas'ın gevşek oyun bilgisi, kurt hocanın tecrübesiyle minimum seviyelerde görünecektir belki ama inkâr etmemeliyiz ki, daha ucuza kapatmak mümkündü.

No comments: