Çaylaklar Maçı. Kenneth Faried. Haftasonu boyunca tek kelimeyle büyüleyiciydi.
3'lük yarışması başladığı günden bu yana prestij erozyonuna uğramamış yegane all-star organizasyonu olabilir; smaç yarışmasındaki gibi jüri veya halk oylaması yok, galibi yalnızca performans tayin ediyor, mevzu fazlasıyla basit (şut atmak) olduğu için maçların aksine aşırı gayr-ı ciddiyete rastlamıyoruz... Elbette ki yarışmayı kazanan ligdeki en iyi şutör ünvanını kazanmıyor ama 3'lük şampiyonası keyifli ve prestijli bir ödül.
3'lük yarışması başladığı günden bu yana prestij erozyonuna uğramamış yegane all-star organizasyonu olabilir; smaç yarışmasındaki gibi jüri veya halk oylaması yok, galibi yalnızca performans tayin ediyor, mevzu fazlasıyla basit (şut atmak) olduğu için maçların aksine aşırı gayr-ı ciddiyete rastlamıyoruz... Elbette ki yarışmayı kazanan ligdeki en iyi şutör ünvanını kazanmıyor ama 3'lük şampiyonası keyifli ve prestijli bir ödül.
Yarışmanın herkesçe bilinen birkaç püf noktası var: ritim bulmak, şut mekaniği, süreyi ayarlayabilmek... Mesela şut atarken zıplayan veya vakit harcayan oyuncular ne kadar iyi şutör olurlarsa olsunlar, favori gösterilmezler. Falan Fıstık. Hemen herkesin bildiği klasik muhabbetler zaten. Şampiyona gelelim: Kyrie Irving. Isındığı zaman durdurulması mümkün olmayan bu arkadaşımız, dün gece şunu yaptı:
Olan Matt Boner'ın 20 puanlık "çok iyi" derecesine oldu. (3'lük yarışması bugüne dek 27 kere düzenlenmiş. Yalnızca final turlarına bakınca, 20 barajının 10 kere aşıldığını görüyoruz. Ayrıca Paul George'un 10 puanluk derecesi de çok çok kötü değil. Mesela.)
Olan Matt Boner'ın 20 puanlık "çok iyi" derecesine oldu. (3'lük yarışması bugüne dek 27 kere düzenlenmiş. Yalnızca final turlarına bakınca, 20 barajının 10 kere aşıldığını görüyoruz. Ayrıca Paul George'un 10 puanluk derecesi de çok çok kötü değil. Mesela.)
League Pass Guy diye bi geyik var; takımlardan bağımsız olarak yalnızca bir oyuncu için maç izliyor ve bunu sene boyunca sık sık yapıyorsunuz, sizin de bir LeaguePass Guy'ınız var demektir. Geçen sene benim için bu isim belliydi: Kyrie Irving. Clutch istatistiklerinde açık ara birinci olduğu için yalnızca birkaç ay içinde hemen herkes Cavs maçlarının son çeyreklerini izlemeye başladı. Artık Irving herkesin League Pass Guy'ı olmuştu. 2013 başladığındaysa onun yalnızca ara ara maçları izlenen bir oyuncu olmadığını, süper yıldız olduğunu, hatta poster çocuğu statüsüne ulaşacağını fark ettik. Haftasonu boyunca malumu ilam etti.
ps. Irving, Cuma günü yapılan röportajlarda en sevdiği rap şarkıları sorulunca, R&B'yi tercih ettiğini söyledi. Shine on.
Şut Yarışması? İşte eski efsaneleri falan görüyoruz, güzel oluyor. Cuma günü düzenlenen Celebrity Game'i izlemiyor ve eski basketbol yıldızlarının Rob Kardashian'la maç yapmasını orta yaş krizi olarak değerlendiriyorum. Fakat cumartesi akşamında yapılan organizasyona yalnızca basketbolcular katıldığı için efsaneler hem daha şık bir çerçeve içinde sahne alıyorlar, hem de manevî miraslarına zarar vermiyorlar.
Bu sene tüm cumartesi gecesi organizasyonu için yeni bir puanlama sistemi getirmişler. Oyuncular, Batı ve Doğu Konferansları'nı temsilen yarışıyorlar. 4 yarışma (şut, yetenek, 3'lük ve smaç) boyunca alınan puanlar toplanıyor ve gecenin galibi olan takım, bağış yapılacak kurumların çoğunu seçme hakkı kazanıyor. Puanlamanın iki adımı var:
-İlk turda Batı ve Doğu takımlarından hangisi daha iyi derece yakalamışsa puan alıyor.
-Her takımdan en iyi dereceye sahip olan isim finale çıkıyor ve finali kazanan ismin temsil ettiği takımın hanesine ekstra puan ekleniyor.
Biraz da "her konferanstan tek isim finale çıkar" kuralı sebebiyle en az şans verdiğim ekip dün gece galibiyete uzandı: Bosh, Nique, Swin Cash.
Yetenek yarışmasını senelerdir izliyorum. Neden? Ben de bilmiyorum, umarım bir gün izlemeyi bırakırım.
ps. Irving, Cuma günü yapılan röportajlarda en sevdiği rap şarkıları sorulunca, R&B'yi tercih ettiğini söyledi. Shine on.
Şut Yarışması? İşte eski efsaneleri falan görüyoruz, güzel oluyor. Cuma günü düzenlenen Celebrity Game'i izlemiyor ve eski basketbol yıldızlarının Rob Kardashian'la maç yapmasını orta yaş krizi olarak değerlendiriyorum. Fakat cumartesi akşamında yapılan organizasyona yalnızca basketbolcular katıldığı için efsaneler hem daha şık bir çerçeve içinde sahne alıyorlar, hem de manevî miraslarına zarar vermiyorlar.
Bu sene tüm cumartesi gecesi organizasyonu için yeni bir puanlama sistemi getirmişler. Oyuncular, Batı ve Doğu Konferansları'nı temsilen yarışıyorlar. 4 yarışma (şut, yetenek, 3'lük ve smaç) boyunca alınan puanlar toplanıyor ve gecenin galibi olan takım, bağış yapılacak kurumların çoğunu seçme hakkı kazanıyor. Puanlamanın iki adımı var:
-İlk turda Batı ve Doğu takımlarından hangisi daha iyi derece yakalamışsa puan alıyor.
-Her takımdan en iyi dereceye sahip olan isim finale çıkıyor ve finali kazanan ismin temsil ettiği takımın hanesine ekstra puan ekleniyor.
Biraz da "her konferanstan tek isim finale çıkar" kuralı sebebiyle en az şans verdiğim ekip dün gece galibiyete uzandı: Bosh, Nique, Swin Cash.
Yetenek yarışmasını senelerdir izliyorum. Neden? Ben de bilmiyorum, umarım bir gün izlemeyi bırakırım.
-Herkesin kazanmak için katıldığı 3'lük ve smaç yarışmalarındaki rekabetin aksine yetenek yarışmasında hiçkimse kendini zorlamıyor.
-Şut yarışmasındaki "orta sahadan şut" gibi bir eğlencelik yok.
-Yarışmacılar bir çocuğa burs kazandırmak için yarışıyor. Yani lig yönetimi, on milyonlarca insanın önünde kaybeden çocuklara travma yaşatıyor.
-Keşke format değiştilebilse. Örneğin şut merhalesini çıkarıp ekstra zor pas engelleri koymak, bir nevi pas yarışması yaratmak daha eğlenceli olabilir.
Smaç Yarışması
1. Fazlasıyla kan kaybetmiş, albenisini yitirmiş olsa bile haftasonunun en çok merak edilen organizasyonu smaç yarışması.
2. Yapacak yeni smaç kalmadı? Hayır, kaldı. Mesela Jus Fly'ın 2 sene önce DeMar DeRozan'la yaptığı antrenmana bakın (1.30'dan itibaren).
3. 2013 Smaç Yarışması, yapılamayan smaçlarla hatırlanacak muhtemelen.
4. Gerald Green mükemmel bir smaçla perdeyi açtıktan sonra 50 puanlık avantajını kullanarak kolay bir smaçla finale çıkmak yerine zor yolu deneyip elendi. Aslında çembere elle tutunduğu için smaç o kadar da zor değil. "Hatta bu smacı Don Cheadle bile yapmıştı." (via @gaspet | ekşisözlük)
5. Green gibi esas favorilerden olan James White, ilk smacında faul çizgisinin yarım adım içinden zıplayıp smacı ÇİFT ELLE bitirdi. Jüri ise yalnızca 45 puan verdi. İkinci hakkındaysa faul çizgisi civarından değirmen denemesine rağmen beceremediği için elendi. (White maalesef 30 yaşında, çizgiden zıplamak için her denemede tüm sahayı koşarken yoruldu resmen)
6. Kenneth Faried, ilk smacında panyadan gelen topu 360 dönerek bitirdi. Fakat jüri yalnızca 39 puan verince muhteşem ikinci smacına rağmen elendi.
7. Anlatıyorum ediyorum ama aranızda izlemeyen varsa YouTube'a başvursun.
8. Finale iki isim çıktı: Ross ve Evans. Evans sunumuyla, Ross ise atletizmiyle eğlenceli smaçlar izlettirmeyi başardı.
9. Aksi mümkün değil ama jüri ve son senelerde eklenen halk oylaması, smaç yarışmasının tadını her zaman kaçıracak.
10. Ross'un boynundaki zincirleri Drake takmış.
Maç
All-Star haftasonu, benim özel olarak beklediğim bir festival değil. Rekabetin zirve yaptığı playoff'lar bir yana, normal sezonda bile all-star etkinliklerinden daha fazla heyecanla beklediğim maçlar var: OKC vs Heat, OKC vs Spurs, Celts vs Heat... Basketbolu, gösteriye tercih ettiğim söylenebilir. Fakat ne olursa olsun tüm yıldızların aynı anda sahaya çıkması, adeta basketbol sporunun kutsanması bir şekilde hepimizi etkiliyor. Hele ki maç anormal ölçüde gayr-ı ciddi değilse epeyce zevk alıyoruz.
Alpha-dog'lar ligin tonunu da belirliyorlar. Heat öncesi LeBron'un şımarıklıkları, Dwight'ın istediği gibi at koşturması... Tüm bunlar benim için all-star'ın değerini düşüren ayrıntılardı. Oysa yeni jenerasyon oyuncularının ciddiyeti (ciddiyet değil de komik olmak için gerizekalıya bağlamıyor oluşları diyeyim) ve eski yıldızların olgunlaşmış olması (ve evet, Dwight'ın da sakatlığı), maçın şahane bir hal almasına sebep oldu. Hem ilk çeyrekten itibaren maça heyecan katan rekabet gittikçe arttı, hem de oyuncular sürekli olağanüstü smaçlar göstermeyi ihmal etmediler. İdeal all-star formülü böyle bi şey zaten.
Rastgele Birkaç Not:
-Kyrie Irving yerine Chris Bosh ilk 5'te başladı. Ve başına şu geldi.
-All-Star MVP ödülünü genelde dış skorerler domine eder. Iverson'ı saymazsak tam 20 senedir (Stockton) hiçbir oyun kurucu kazanmamış. CP3'nin hem sakatlığını atlatmış olması, hem de ödülü kazanması keyiflendirdi beni.
-Kobe maç sonlarında LeBron'a kabadayılık tasladı. "Playoff'lara kalamayacağı için son fırsatı değerlendireyim demiş..." gibi espriler yapasım var ama tüm Dünya'nın seyrettiği bir maçta üst üste yaptığı bloklar latifeyle geçiştiremeyeceğimiz kadar temel mesajlar içeriyor. Hem Kobe'nin rekabet bağımlılığını, hem de haftaiçinde yayımlanan şu MÜK-KEM-MEL makaleyi okursanız ne demek istediğim tam olarak anlaşılacak.
-Reggie Miller, az önce bahsetiğim ESPN makalesinden Bleacher Report (buradaki article'ların uzun süre okunması beyin ölümüne sebep olur) sayesinde haberdar olmuş: "Bu hafta Bleacher Report'ta bir makale okudum, Jordan LeBron'u çözmüş; sola gittiğinde jump shot kullanıyor, sağa gittiğindeyse potaya yöneliyor." Twitter'da Wright Thompson şöyle yazdı, Ernie Johnson yayında özür diledi. Miller ise "Doğu Konferansı'ndaki gizli favorim Memphis Grizzlies" diyerek muhteşem performansına devam etti.
-Haftasonu boyunca en çok konuşulan konu Jordan'ın 50. yaşgünüydü.
-Oyuncuların ısınırken giydiği kıyafetlere apoletler işlenmişti. Kobe, Duncan ve LeBron gibi yıldızlar muzaffer generallere benziyorlardı.
-Kendi isteğiyle az oynayan Garnett jübile yapar gibiydi.
-All-star'da yazılı olmayan bir kural var: Her oyuncu asgari 10 dk oynamalı ve mümkünse sayı atmalı. 10 dakikalık süreye KG hariç herkes ulaştı, sayı atamayan yegane isimse LaMarcus Aldridge oldu.
-Noah bu satırları okuyorsa, maçtaki atmosfer seyreldiği anlarda rekabeti yükselttiği için kendisine teşekkür ederim.
Hatırlanacak birkaç smaç, iyi 3'lük yarışması, yükselen yıldızlarda min 1 büyüleyici performans ve hepsinden önemlisi Pazar akşamı maçının güzel geçmesi... 2013 All-Star Haftasonu için puanım 7,5.
-Şut yarışmasındaki "orta sahadan şut" gibi bir eğlencelik yok.
-Yarışmacılar bir çocuğa burs kazandırmak için yarışıyor. Yani lig yönetimi, on milyonlarca insanın önünde kaybeden çocuklara travma yaşatıyor.
-Keşke format değiştilebilse. Örneğin şut merhalesini çıkarıp ekstra zor pas engelleri koymak, bir nevi pas yarışması yaratmak daha eğlenceli olabilir.
Smaç Yarışması
1. Fazlasıyla kan kaybetmiş, albenisini yitirmiş olsa bile haftasonunun en çok merak edilen organizasyonu smaç yarışması.
2. Yapacak yeni smaç kalmadı? Hayır, kaldı. Mesela Jus Fly'ın 2 sene önce DeMar DeRozan'la yaptığı antrenmana bakın (1.30'dan itibaren).
3. 2013 Smaç Yarışması, yapılamayan smaçlarla hatırlanacak muhtemelen.
4. Gerald Green mükemmel bir smaçla perdeyi açtıktan sonra 50 puanlık avantajını kullanarak kolay bir smaçla finale çıkmak yerine zor yolu deneyip elendi. Aslında çembere elle tutunduğu için smaç o kadar da zor değil. "Hatta bu smacı Don Cheadle bile yapmıştı." (via @gaspet | ekşisözlük)
5. Green gibi esas favorilerden olan James White, ilk smacında faul çizgisinin yarım adım içinden zıplayıp smacı ÇİFT ELLE bitirdi. Jüri ise yalnızca 45 puan verdi. İkinci hakkındaysa faul çizgisi civarından değirmen denemesine rağmen beceremediği için elendi. (White maalesef 30 yaşında, çizgiden zıplamak için her denemede tüm sahayı koşarken yoruldu resmen)
6. Kenneth Faried, ilk smacında panyadan gelen topu 360 dönerek bitirdi. Fakat jüri yalnızca 39 puan verince muhteşem ikinci smacına rağmen elendi.
7. Anlatıyorum ediyorum ama aranızda izlemeyen varsa YouTube'a başvursun.
8. Finale iki isim çıktı: Ross ve Evans. Evans sunumuyla, Ross ise atletizmiyle eğlenceli smaçlar izlettirmeyi başardı.
9. Aksi mümkün değil ama jüri ve son senelerde eklenen halk oylaması, smaç yarışmasının tadını her zaman kaçıracak.
10. Ross'un boynundaki zincirleri Drake takmış.
Maç
All-Star haftasonu, benim özel olarak beklediğim bir festival değil. Rekabetin zirve yaptığı playoff'lar bir yana, normal sezonda bile all-star etkinliklerinden daha fazla heyecanla beklediğim maçlar var: OKC vs Heat, OKC vs Spurs, Celts vs Heat... Basketbolu, gösteriye tercih ettiğim söylenebilir. Fakat ne olursa olsun tüm yıldızların aynı anda sahaya çıkması, adeta basketbol sporunun kutsanması bir şekilde hepimizi etkiliyor. Hele ki maç anormal ölçüde gayr-ı ciddi değilse epeyce zevk alıyoruz.
Alpha-dog'lar ligin tonunu da belirliyorlar. Heat öncesi LeBron'un şımarıklıkları, Dwight'ın istediği gibi at koşturması... Tüm bunlar benim için all-star'ın değerini düşüren ayrıntılardı. Oysa yeni jenerasyon oyuncularının ciddiyeti (ciddiyet değil de komik olmak için gerizekalıya bağlamıyor oluşları diyeyim) ve eski yıldızların olgunlaşmış olması (ve evet, Dwight'ın da sakatlığı), maçın şahane bir hal almasına sebep oldu. Hem ilk çeyrekten itibaren maça heyecan katan rekabet gittikçe arttı, hem de oyuncular sürekli olağanüstü smaçlar göstermeyi ihmal etmediler. İdeal all-star formülü böyle bi şey zaten.
Rastgele Birkaç Not:
-Kyrie Irving yerine Chris Bosh ilk 5'te başladı. Ve başına şu geldi.
-All-Star MVP ödülünü genelde dış skorerler domine eder. Iverson'ı saymazsak tam 20 senedir (Stockton) hiçbir oyun kurucu kazanmamış. CP3'nin hem sakatlığını atlatmış olması, hem de ödülü kazanması keyiflendirdi beni.
-Kobe maç sonlarında LeBron'a kabadayılık tasladı. "Playoff'lara kalamayacağı için son fırsatı değerlendireyim demiş..." gibi espriler yapasım var ama tüm Dünya'nın seyrettiği bir maçta üst üste yaptığı bloklar latifeyle geçiştiremeyeceğimiz kadar temel mesajlar içeriyor. Hem Kobe'nin rekabet bağımlılığını, hem de haftaiçinde yayımlanan şu MÜK-KEM-MEL makaleyi okursanız ne demek istediğim tam olarak anlaşılacak.
-Reggie Miller, az önce bahsetiğim ESPN makalesinden Bleacher Report (buradaki article'ların uzun süre okunması beyin ölümüne sebep olur) sayesinde haberdar olmuş: "Bu hafta Bleacher Report'ta bir makale okudum, Jordan LeBron'u çözmüş; sola gittiğinde jump shot kullanıyor, sağa gittiğindeyse potaya yöneliyor." Twitter'da Wright Thompson şöyle yazdı, Ernie Johnson yayında özür diledi. Miller ise "Doğu Konferansı'ndaki gizli favorim Memphis Grizzlies" diyerek muhteşem performansına devam etti.
-Haftasonu boyunca en çok konuşulan konu Jordan'ın 50. yaşgünüydü.
-Oyuncuların ısınırken giydiği kıyafetlere apoletler işlenmişti. Kobe, Duncan ve LeBron gibi yıldızlar muzaffer generallere benziyorlardı.
-Kendi isteğiyle az oynayan Garnett jübile yapar gibiydi.
-All-star'da yazılı olmayan bir kural var: Her oyuncu asgari 10 dk oynamalı ve mümkünse sayı atmalı. 10 dakikalık süreye KG hariç herkes ulaştı, sayı atamayan yegane isimse LaMarcus Aldridge oldu.
-Noah bu satırları okuyorsa, maçtaki atmosfer seyreldiği anlarda rekabeti yükselttiği için kendisine teşekkür ederim.
Hatırlanacak birkaç smaç, iyi 3'lük yarışması, yükselen yıldızlarda min 1 büyüleyici performans ve hepsinden önemlisi Pazar akşamı maçının güzel geçmesi... 2013 All-Star Haftasonu için puanım 7,5.