Monday, January 28, 2013

Notlar: Nuggets, All-Star...

Nuggets, en çok 3'lük deneyen takımlar listesinde 17. sırada. Lig ortalamasındaymış gibi görünüyorlar ama en tempolu hücum eden ikinci takım oldukları için istatistiklerinin her alanda şiştiğini unutmamak aşikar. Aslında oynadıkları hücumla kıyaslarsak yeterince 3'lük denemedikleri aşikar. Hepsinden önemlisi tutturdukları isabet oranı korkunç: %33.

Oyuncular sürekli (SÜREKLİ) [SÜREKLİ] çembere gidiyorlar. Nuggets, açık ara çemberden en çok şut kullanan takım (maç başı 35,5).  Rakipler de Nuggets'ı ekstra 1 adım geriden savunmaya başlıyorlar bazen (Penetre eden Denver kısaları için bombok bir durum.). Haliyle istikrarlı 3'lük atabilecek, alanı açabilecek oyunculara muhtaçlar.

Kadro içinden bazı çözümler üretebilirler (Wilson Chandler'ın dönüşü, Gallinari'nin son 1 ayda şut formunu bulması...). Fakat zaten aksayabilen savunmaları (Faried hareketli ama beceriksiz, McGee atletik ama gerizekalı...), tek klasik uzunla oynadıklarında iyice çekilmez hale geliyor.

Tabii uzun savunmasında sorunlar yaşadıklarını söylüyorum ama şu an büyük çaplı bir takas yapmalarına gerek yok. Kadronun zirve yapması gereken tarihi iyi belirlemeliler (Kariyerinin sonuna gelmiş oyunculara sahip olmadıkları için acele etmelerine gerek yok.). NBA'de şampiyon olabilmek neredeyse imkansız. Zilyon tane faktörün bir araya gelmesi lazım; yetenek, kadro uyumu, sağlık, azim, match-up, şans... Haliyle %1'lik ihtimali bile kovalamak gerek. Fakat şampiyonluk şansı olmamasına rağmen yarım gömlek yukarı çıkmak için devasa takaslar yapan ve elindeki nüveyi de kaybeden onlarca takım biliyoruz.

Heat birkaç sene daha playoff'larda etkili olacak, Thunder kısa vadede Batı'ya hükmedecek (Daha sonra yan parçalar dağılacak, Durant&Westbrook 28-29 yaşlarındayken ikinci kez yapılanacaklar), Spurs son demleri yaşıyor, Lakers'ın orta vadeli planı yok... Böyle bir keşmekeşin içine girip değerli parçaları kaybetmektense (Chandler, Gallinari, Iguodala...) beklemeyi tercih edeceklerdir.

Westbrook vs Denver Halkı: Nuggets'tan devam. Ligin popüler masktolarından Rocky, mola esnasında orta sahadan şut deniyordu. Eğer basket olursa seyirciler peynir soslu cips kazanacaklardı. Fakat Westbrook serbest salınım halindeki bir düdük makarnası olduğu için topu blokladı.
Tribünler maç bitene dek Westbrook'u yuhalayacak, Ty Lawson maç sonunda şu yorumu yapacaktı: "Artık taraftar için bir villain var."

3 Video
-Noah çok acayip bi şey yapıyor. Hâlâ fiziken imkansız olduğunu düşünüyorum.
-CJ Watson son çeyrekte yaptığı flop'tan bahsederken "JJ Barea'ya bir doz Barea verdiğini" söylüyor.
-Şimdiki video NBA'den değil. Assist of the Year. (Kenardaki hakeme bakın, basketi veriyor)

True Hoop'ta geçen hafta eğlenceli bir yazı çıktı: Skorerler nerede? +20 sayı atana oyuncu sayısında 5 sene öncesine göre 1/3'lik azalma var. Takımların maç başı hücum sayısı, yıldızların aldıkları dakikalar, genel skor üretimi... Hepsi hafifçe azalmış ama fark çok büyük değil. Abbott'un aklına iki madde daha geliyor:
1. 2001'den itibaren alan savunmasına izin veriliyor. Fakat koçlar yeni savunma kalıplarını son senelerde daha iyi şekillendirmeye başladılar. Alan savunması yapmadan bile topun olduğu tarafa doğru yığılıp alanı kapayabiliyorlar. Hücumculara penetre edecek, pas verecek, rahat hareket edebilecek alan kalmıyor.
2. İlk maddeyle alakalı olarak serbest atış sayısında büyük düşüş var.
22 Ocak tarihli Potacast'te bu konunun muhabbeti geçti. Henüz dinlemediyseniz kaçırmayın.

Yazıhane'de bu hafta uzun uzun takım analizleri vardı: Takas dönemi öncesinde kime ne lazım? Okuyun, okutun.

Geleneksel All-Star Geyiği
Her sene aynı terane: Şunlar seçilmeliydi, bunlar niye var, halk oylaması olmasın, Allah koçların belasını versin... Yapacak bir şey yok, kontenjanın olduğu yerde böyle muhabbetlerden kaçmak mümkün değil. Milyonlarca insan NBA izliyor ve hepsi bazı oyunculara haddinden fazla sevgi veya nefret besliyor. Yüzlerce kriter (takım taraftarlığı, konferanslardaki oyuncu kalitesi, takım başarısı, aynı kadrodan seçilen oyuncu sayısı, şahsi husumet...) sebebiyle binlerce farklı liste yapıldığına şahit oluyoruz. Sakin olalım, ihtilal yapmaya gerek yok falan fistan ama gerçekten beyin damarlarımı terörize eden 3 isim var:

Stephen Curry: Ligin en iyi şutörlerinden biri, hem oyun kurucu hem de skorer olarak takımını taşıyor. Taşıdığı takım Vahşi Batı Konferansı'nda 5. sırada. MVP yarışında bile ismi ilk 10'da anılıyor. Yani? Yani 3 harf her şeyi özetliyor: A-M-K!

Marc Gasol: 13.5 sayı, 7.5 ribaunt, 3.5 asist, 2 blok, 1 top çalma... Seçilen Randolph ise 16 sayı, 13.5 ribauntla oynuyor. Yani Z-Bo'nun sayı ve ribaunt ortalamaları daha fazla olduğu için Grizzlies'de hücumun merkezi ve savunmanın çapası olan Marc Gasol yerine all-star'da oynayacak.
İstatistiklere kafam girsin.

Brook Lopez: Özellikle ribaunt rakamları pek etkileyici değil (7,5) ama Nets'in süper yıldız kontratına sahip iki kısa oyuncusu (JoJo & D-Will) sikimsonique bir sezon geçirirken en istikrarlı isim Lopez oldu.

Mega dengesiz JR Smith, rezalet savunmacı Crawford, OKC'de her geçen gün rolü büyüyen Ibaka, sezon başında George dökülürken istikrarlı katkı veren David West... Sayabileceğim pek çok oyuncu daha var. Ama hem seçilenlere haksızlık etmek istemediğim, hem de üşendiğim için konuyu kapıyorum.

Not: 4 sene önce Josh Smith hakkında şunları yazmışım. Pes ettim artık.
Bir Takım Notlar
-What the fuck is Michael Jordan Wearing?
-Grizzlies ilk 5 sıra korumalı draft hakkıyla beraber Wayne Ellington ve Marreese Speights'i Cavs'e gönderdi. Yalnızca ekstra vergilerden kurtulmak için yapılmış bir takas. Klasik problemleri devam ediyor, 3'lükçülere ve daha verimli hücuma ihtiyaçları var. Gay (hatta Z-Bo) merkezli takas dedikoduları devam ediyor.
-Kardeş blog'lardan birinde ara ara NBA gündeminden bahseden bi Dime serisi var. Yeni yazı görmeyince berserk moda giren (Canı sıkılınca "Neden daha çok yazmıyorsun oros..." diye comment atan arkadaş, senden bahsediyorum) okurlar için birebir.
-Rondo sezonu kapattı. Diz Tanrıları verdiği canı almasını da biliyor. Celtics ne yapar, Danny Ainge kimleri takas eder, Rondo ne zaman döner... Bilemiyorum, pek sevmesem bile şimdilik Rondo'ya üzülmekle meşgulüm.
-Harrison Barnes bu sezonun highlight makinesi oldu. Bu defa Ersan da kareye girmiş.
-Hardwood Paroxysm'de iki oyun kuruculu 5'ler için bir yazı çıktı: birinci bölüm, ikinci bölüm. Vaktiniz varsa okuyun.
-Lakers'ta iki maçtır Kobe bol bol asist yapıyor, savunmada biraz daha efor harcıyormuş gibi görünüyorlar ve hepsinden önemlisi kazanıyorlar. Yolun sonu ne olur bilemiyorum ama Gasol'un D'Antoni sistemine teknik olarak uymadığı aşikar. İlk 5 başlayacak mı, maç sonlarını oynayacak mı tartışmalarına girmeksizin istatistiklere sığınıyorum: 48 dakikaya oranladığımızda bu sezon Gasol PF pozisyonunda 13,5 sayı atıyor, C oynadığında 26 sayı. Savunmadaysa 4 numarayken rakiplere 16,5 sayı veriyor, center'a kaydığında yalnızca 12,5 sayı. (Evet, şampiyonluk yıllarında da Odom'la beraber oynayıp 5 numaraya geçtiğinde daha verimliydi. Adam center yani, yapacak bir şey yok.)
-Pelicans'ın logosu belli oldu.

3 Video
-Obama'nın inauguration töreninde, ABC'nin ünlü sunucularından biri (Stephanopoulos) Bill Russell'ı Morgan Freeman'la karıştırıyor.
-Yarı sahadan şut atarak 75.000 dolar kazanan bir seyirci ve LeBron. (Bunları biliyor muydunuz: Etkinliğe katılan seyircilerin neredeyse tamamı atletik olmayan, kilolu veya yaşlı insanlar arasından seçilir)
-Shane Battier'nin şöyle korkunç bir karaoke performansı vardı. Düzenlediği yardım gecesinde yıldız James Jones oldu.

2 comments:

Anonymous said...

insan yiyeni, dağı, tepeyi bırak da iki satır bir şey yaz şuraya -okkalı bir küfür-

lahmacunlarım said...

daha sık yaz. bazı aşırı amerikan espriler dışında tarzın iyi.