Tuesday, September 21, 2010
Ronster
Saturday, July 31, 2010
Monday, July 26, 2010
WTF-2
Chris Wallace, Rudy Gay'e 5 sene için 82 milyon dolar verdi.
Hawks cephesinde Rick Sund, Johnson'ı takımda tutmak adına 6 sene için 119 milyon dolar verdi.
John Hammond, Gooden+Salmons'a beş yıl için yaklaşık 80 milyon dolar verip(Gooden'a 32m$), geçtiğimiz sezon kazandığı Executive of the Year ödülünü murdar etti.
Mavericks, Haywood'a 6 sene için 55 milyon dolarlık kontrat sundu.
ve tabiî ki David Kahn, Al Jefferson'ı gönderip Darko Milicic'e 20 milyon dolar verdi.
Steve Kerr, Shawn Marion ve Marcus Banks karşılığında Shaq' O'neal'ı takas ederek run&gun dönemine son vermiş, run&gun bozulduğundan beri ligin en güzel basketbol oynayan takımını sabote etmekle itham edilir olmuştu. Alvin Gentry'nin üstün performansı, Nash ve Hill gibi basketbolu bilen sahaiçi koçlar sayesinde yeniden Batı Finali'ne kalan Suns, Kerr'in GM kariyerine başarılı bir sayfa eklemişti. Pek beklemiyordum ama tekrar eski işine, televizyona dönme kararı almış. Önümüzdeki sezon TNT'de mukim. Yeni Phoenix Suns'tan bahsederken hem bu hamleyi, hem de yaza damga vuran bir başka abuk subuk kontratı unutmuşum. Sezon boyu hemen her maçta kendini çok fazla geliştirdiğini ispat eden Channing Frye, malûmunuz, play-off'larda duvara yapışmıştı; potaya onlarca tuğla atmış, Suns hücumunun en sık aksayan parçası olmuştu (Gerçi Lakers serisinin dördüncü maçında yüksek yüzdeyle14 sayı kaydetmişti ama genel performansı içler acısıydı). 6 yıl-20 milyon$ civarında bir kontratı bileğinin hakkıyla alacağını düşünürken, 5 senelik 30 milyon dolara takımda kalması beni şaşırttı. Nash ve Suns hayranı olmakla birlikte Hido, Warrick ve Frye ile ribaund sorunu yaşyabileceklerini düşünmeden edemiyorum.
Çok uzun zaman önce, çok uzak bir galakside all-star forvet mertebesine yükselen Jermaine O'Neal, Boston cephesine katılıp şampiyonluk mücadelesi verecek. Piyasaya düşmüş serbest rol oyuncuları arasındaki en yetenekli isimlerden biri olsa bile 2 sene için 11.5 milyon dolar alacağı haberini duyar duymaz şaşakaldım. Geçtiğimiz yıl telaşa kapılıp önce Rasheed'i getirmişler, ardından Eddie House ile Nate Robinson'ı takas etmişlerdi. Ben beğenmemiş ve normal sezon boyunca haklı çıktığımı iddia etmiştim ama play-off'larda gördük ki bir şekilde yararlı olabiliyorlar. Danny Ainge'in bu hamlesini de kahkahalarla karşılıyor ve dalga geçme hakkımı saklı tutuyorum. Son olarak Ray Allen da iki yıl için 20 milyon dolar aldı. Verilen para fazla görünse de Allen'ın Celtics kimyasında tuttuğu yer akla getirilmeli. Üstelik pek çok takımın şutör aradığı bir dönemde NBA tarihinin en büyük şutörlerinden birini bırakmak pek mantıklı değil. Ölümcül penetreleriyle tanınan ama gittiği takımlarda bir şekilde sorunlara bulaşan Iverson(future hall of famer) bugün çok daha düşük ücretle oynuyor olsa da 'iyi huylu şutör' profili her zaman işe yarıyor. Hem takımlar, kendi bünyelerinde efsaneleşmiş oyuncuları ödüllendirdikçe hak/hukuk denkleminde şiraze kaymıyor. Kontratın süresi iki sene olduğu için, pek eleştirmeden geçiyorum.
Raymond Felton, 2005 draft'inde üçüncü ve dördüncü sıralarda seçilen Deron Williams ve Chris Paul'ün ardından beşinci sıradan seçilmişti. Asla draft sınıfındaki diğer iki pg ölçüsünde performans gösteremediyse de yazın serbest piyasaya düşmüş onlarca yetenekli oyuncu arasındaki en iyi point-guard olduğunu söyleyebiliriz. Donnie Walsh'un önerdiği yıl başına 7 milyon dolar içeren kontrat ilk bakışta göz korkutsa da yalnızca iki sene sürecek olması, efsanevî Knicks kadrosu için yeni hesaplar yapıldığını düşündürüyor. Hatırlarsınız, birbuçuk yıl boyunca hem LeBron, hem de Bosh ile anlaşacaklarına dair zilyon tane teori üreten, bu teorileri güçlü medyasıyla cihana ilân eden New York halkı, Troika Miami karşısında hüsrana boğulmuştu. The Decision'ın ardından Spike Lee'nin yorumlarını duyduğumda, yeni dedikoduyu hatırladım; Carmelo bir sene sonra, Paul de iki sene sonra New York'a katılabilir, bu yıl takıma katılan Amar'e ile şampiyonluğa uzanabilirlermiş. Tüm ABD, hattâ Dünya nezdinde Knicks dalga konusu olmuşken, hâlâ böylesine yüksekten uçmak komik duruyor maalesef. Önce Felton'ın kontratıyla boğuşsunlar.
Tyrus Thomas, asla atletik özellikleri ölçüsünde bir oyuncu olamadığı gibi, kariyerinin sonuna dek eksik yönlerini geliştirebileceğine dair herhangi bir işaret de vermedi. Buna karşın Bobcats, Thomas'ı kadroda tutmak için beş seneliğine 40 milyon dolarlık bir kontrat koymuş ortaya. Rod Higgins'in bu hamlesi garip görünmekle beraber Larry Brown'ın fikri olmaksızın Bobcats kadrosu şekillendirmek pek mümkün değil. Thomas'ın gevşek oyun bilgisi, kurt hocanın tecrübesiyle minimum seviyelerde görünecektir belki ama inkâr etmemeliyiz ki, daha ucuza kapatmak mümkündü.
Sunday, July 25, 2010
Thursday, July 22, 2010
WTF!
Chris Wallace'ın Rudy Gay'e 5 sene için 82 milyon dolar verdiğini yazmıştım. Süperyıldızların ve all-star'ların ardınan gelen iyi oyuncular sınıfındaki Gay, maksimum kontratı ile Grizzlies'in gelecekteki hareket kabiliyetini epey sınırlayacak. Rick Sund ise taraftarla arası bozulan Joe Johnson'ı takımda tutmak adına Hawks tarihinin en büyük sallapati salatalıklarından birine imza atarak 6 sene için 119 milyon dolarlık kontrat sundu. LeBron James, Dwyane Wade, Chris Bosh, Dirk Nowitzki, Paul Pierce, Carlos Boozer ve sair yıldızlar ilerleyen yıllarda daha düşük kontratla oynayacaklar meselâ. Önümüzdeki sene Al Harford'a yüklü bir teklif sunacakları ve JoJo'yu bu kontratla zinhar takas edemeyecekleri için şampiyonluk hayâlleri orta vadede suya düştü. Son Executive of the Year ödülünü kazanan John Hammond da çuvallayanlardan. John Salmons ve Drew Gooden'a beş seneliğine yaklaşık 80 milyon dolar teklif etti. Hele Gooden'a verilen 32 milyon dolar içimi acıttı resmen.
Bu üç büyük kontratın ardından 2006'da Executive of the Year seçilen Bryan Colangelo, Amir Johnson'a 5 sene için 32 milyon dolar teklif etti. Amir Johnson atletik olabilir, geçtiğimiz sezon kötü oynamamış da olabilir ama ligde Johnson'a 25 milyon bile teklif edecek başka bir takım olduğunu bile düşünmüyorum. Bosh ve Hido'nun gittiğini de düşünürsek Raptors lottery hedefler artık.
Tam bunların ardından yaz boyu daha absürd hamleler göremeyiz derken karanlık ormanların ardından David Kahn, ellerinde ölümcül bir kontratla geldi. Timberwolves kadrosundaki en iyi, en çok iş yapan oyuncu, Al Jefferson Utah yolunu tuttu. Sebep akıllara zarar: Darko Milicic'e dakika ve para ayırabilmek için! Yani 17.1 sayı, 9.3 ribaundla oynayan, ismi all-star oylamalarında geçen Al Jefferson, ne idüğü belirsiz, 6.7 sayı, 4.7 ribaund ortalamalarıyla oynayan Darko Milicic için feda edildi. Hem şut, hem de serbest atış yüzdelerinde Al Jefferson(0.498-0.680), Darko'ya(0.490-0.536) üstünlük sağlamış durumda üstelik. Boozer'ı kaybeden Jazz için hayırlısı oldu bence. Darko Milicic de 4 yıllık 20 milyon dolar kazanacak. Ayrıca Minnesota ekibi, geçtiğimiz sezon draft'ten üç point guard seçmiş, herkesi şaşırtmıştı. Flynn ve Rubio ile yeni Isiah-Dumars ikilisini yaratacaklarını söylediklerinde ben televizyonu kapatmıştım. Meğer David Kahn point guard meselesini kapatmamış. Luke Ridnour, 4 sene için 16 milyon dolara T-Wolf oldu. Kim kaç dakika oynayacak ben de merak etmeye başladım.
Crittenton ve Arenas'ın kavgasıyla başlayan süreç, Caron Butler, Antawn Jamison ile birlikte Brendan Haywood'u da sürgüne göndermişti. Haywood, Donnie Nelson'a dua etsin, 55 milyon dolara 6 yıllığına Dallas'ta kaldı. Bir başka süperyıldızın gelebileceği ihtimalini de göz önünde bulundurup vefa örneği gösteren Nowitzki'ye acıdım ben.
Son sorumu da NBA GM'lerine yöneltiyorum: Chris Wallace, John Hammond, David Kahn, Bryan Colangelo ve diğerleri; manyak mısınız?
Wednesday, July 21, 2010
Taurus: Boozer
Yaz çalışmaları kapsamında önce Kirk Hinrich gönderildi. Kirk Hinrich ve Ben Gordon seneler boyu takasta kullanılacak parçalar, tabiri caizse bütünleştirilecek bozuklar olarak lanse edilegelmiştir. Her ikisi de all-star kalibresinde sahip olsalar da takımdaki rolleri asla kesinleşemediği için gittikçe söndüler ve hiç uğruna Chicago'ya veda ettiler. Gordon Detroit'e gitmişti, Hinrich'in şimdiki durağı ise Washington. Bullets skandalı sonrası ellerinde patlayan Arenas, draft'in ilk sırasından gelen ve olgunlaşma evresine girecek John Wall ile birlikte ne yapacakları merak konusu.
Salary Cap'te biraz boşluk açtıktan sonra Chris Bosh, Amar'e Stoudemire yahut Carlos Boozer üçlüsünden biriyle anlaşmaya çalışacaklardı. Amar'e New York'a, Bosh Miami'ye gitme kararı aldılar. Chicago cephesine dönelim. Boozer, hücumda büyük katkı sağlayacaktır; ligin en iyi orta mesafe şutörlerinden biri, pick&roll oynayabilir, fazlasıyla güçlüdür. Fakat savunmadaki anormal başarısızlığını düşününce potaaltında sağlam duracak bir uzuna ihtiyaç duydukları âşikâr.
Kadroya yeni dahil ettikleri Ronnie Brewer, ucuz olmasından ötürü başarısız bir tercih olarak görünmese de acilen bir dış şutöre ihtiyaçları var. 3 sene için 12 milyon dolar kazanacak olan Brewer, geçtiğimiz sezon, salary cap problemi yüzünden Utah'ın elinden adeta bedavaya ayrılmış, Memphis'e gitmişti. Her ne kadar Kyle Korver'ı almış olsalar da Korver'ın kendi şutunu yaratabilen biri olmadığını biliyoruz. Ayrıca back-up niyetine C. J. Watson da Chicago'ya gitti. Bence küçük de olsa Warriors'ın kaybı. Bulls formasıyla düzgün bir altıncı adam olacak, mütevaliyen skor bulacaktır sanıyorum. Üstelik sene başına Brewer'dan 1 milyon dolar daha az kazanacak, yani 3 senelik 9 milyon dolar.
En önemlisi Boozer beş sene için yalnızca 80 milyon dolara imza attı. Hemen her yerde bu nispeten küçük kontratın James'in geleceğini müjdelediği anlatılıyordu ama kısmet değilmiş. Joe Johnson'ın 119 milyon dolara sözleşme yenliediği akla getirilirse ne büyük başarı elde ettikleri ortaya çıkacaktır. Gerçi LeBron Heat oyncusu olduktan sonra salary cap'in kalan kısmıyla ne yapacakları meçhûl.
Gooden Gelmiş, Cefa Getirmiş
Salmons için çok fazla şey söyleyemeyeceğim. Play-off'larda bile gördük ki, takıma az buçuk ivme kazanadırabiyor ve başka takımlar da mevzuubahis ivmeyi yakalayabilmek için para dökebilirlerdi (Hatta Chris Wallacevari GM'lerin max kontrat sunmaları dahi mümkün). Fakat geçtiğimiz senelerde hiçbir şey yapmayan Drew Gooden'a beş seneliğine 32 milyon dolar vermenin nasıl bir açıklaması olabilir? Sistem uğruna Gooden tipi bir oyuncuya muhtaçsanız (böyle bir sistemin başarıya ulaşması imkansız gerçi), fazladan para vermek normal karşılanabilir ama potaaltını borderline Bogut ve Gooden'a emanet edip topu Jennings'in eline veren GM'e Tanrılar akıl/fikir bahşetsin.
JoJo: 119.000.000 $ Baby
Beklentilerimin aksine takım yönetimi Joe Johnson'ı alenen franchise player ilân etti: 119 milyon dolarlık bir kontrat. Hayatımda karşılaştığım en kolaycı çözümlerden biri bu; Hawks sürekli play-off mücadelesinde olacak, hattâ ilk turu geçecek ama asla daha ileriye gidemeyecek. Hep başarılı görünmelerine karşın başarı/score'dan uzak kalmaya mahkûmlar artık.
cCc Chris Wallace cCc
Friday, July 2, 2010
Dear Cleveland,
Majority Owner
Cleveland Cavaliers
Sunday, June 20, 2010
Long Live Artest
Unutmadan, maç biter bitmez yaptığı daha da garip bir röportajı var. Doktorundan ve attığı üçlükten bahsederken birdenbire single'ının çıktığını anlattı.
2010 NBA World Champions (Özet Geçiyorum)
İkinci maç Ray Allen sekiz üçlük isabetiyle finaller üçlük rekorunu kırdı ve Celtics evsahibi avantajını eline geçirdi: 103-94; 1-1
Üçüncü maç tüm hücumlar kilitlendiğinde Derek Fisher özellikle son çeyrekteki sayılarıyla Lakers'a evsahibi avantajını geri getirdi: 91-84; 2-1
Dördüncü maç Davis ve Robinson(Shrek&Donkey) alâkasız biçimde maçın sürükleyicileri oldular. Özellikle Davis coştu: 96-89; 2-2
Beşinci maç Kobe bir ara kafayı yiyip üst üste 20 sayı attı. Fakat %50 ile 27 sayı atan Pierce ve ekibi maçı bırakmadı: 92-86; 2-3
Altıncı maç Lakers takım hâlinde inanılmaz oynadı. Özellikle bench katkısını unutmamak gerek: 89-67; 3-3
Yedinci maç son beş yılın en sert maçlarından biriydi muhtemelen. Son çeyrekte hakemler fazlaca faul düdüğü öttürdüyse de ilk üç çeyrek herkes ölümüne mücadele etti. Tüm hücumlar kilitlendi. Ron Artest 20 sayıyla öne çıktı, Kobe %25 ile hücum ettiği maçın sonuna doğru serbest atış çizgisine gidip sayılar buldu, Gasol son anlarda çok kritik ribaund-blok-sayı kaydetti: 83-79; 4-3
Lakers vs Celtics rekabetinin 2000'lerdeki ayağı 1-1 eşitlikle sona ermiş gibi görünüyor. Şu an için.
Ray Ray x8
Ray Allen, onsekiz sene sonra ilk yarıda attığı yedi üçlük ile bu rekoru da kırdı.
Pierce vs Artest
Saturday, June 19, 2010
Queensbridge
Saturday, May 22, 2010
Friday, May 14, 2010
Unutma, Unutturma
New-York-Knicks!
Good Old Shaq'
Cyclops
Suns dokuz sayı öndeyken Duncan'ın dirsek darbesiyle Nash'in kaşı açıldı. Spurs farkı 1 sayıya indirdiğinde tekrar oyuna girdi ve son çeyrekte 10 sayı 5 asistlik bir performans sergileyerek Suns'ı galibiyete taşıdı. Run&gun'a geri döndüklerinden ötürü sezon boyu verimli olacaklarını tahmin etmiştik ama play-off'larda Spurs'e karşı ne yapacakları merak konusuydu. Nash, merakımızı dindirdi. Lakers'ın işi zor olacak.
Sunday, May 9, 2010
Ginobili'nin Burnu, Eşek Burnu
Tragic?
Aşağıya, Suns-Spurs serisinin üçüncü maçında 13'te 10 isabetle kaydettiği 23 sayının görüntülerini yerleştiriyorum.
Tuesday, May 4, 2010
2010: Gone Fishin'
Cavs: 4 - Bulls: 1
Magic: 4 - Bobcats: 0
Hawks: 4 - Bucks: 3
Celtics: 4 - Heat: 1
Lakers: 4 - Thunder: 2
Spurs: 4 - Mavs: 2
Suns: 4 - Blazers: 2
Jazz: 4 - Nuggets: 2
MVP: LeBron James
29.7 sayı, 7.3 ribaund, 8.5 asist. Oy kullanan 123 kişinin 116'sı LeBron'u birinci sıraya koymuş. Mevcut fiziksel özellikleri sayesinde zaten gezegendeki en etkili oyuncu şu an. Eğer üç yüzük takarsa, 'gelmiş geçmiş en iyi beş' anketlerinde Larry Bird'ü zorlar.
LeBron James - 1205
Kevin Durant - 609
Kobe Bryant - 599
Dwight Howard - 478
Dwyane Wade - 119
Carmelo Anthony - 65
Dirk Nowitzki - 55
Steve Nash - 49
Deron Williams - 7
Amare Stoudemire - 5
Manu Ginobili - 3
Chris Bosh - 1
Joe Johnson - 1
Stephen Jackson - 1
Chauncey Billups - 1
Sunday, May 2, 2010
Roy Döndü!
Aşağıdaki videoda Roy'un dördüncü maçta oyuna girdiği ânı görebilirsiniz. Suns karşısında yaklaşık on sayı geride olan Trail-Blazers, Roy ısınmaya başladığı anda büyük bir seri yakalıyor ve öne geçiyor. Roy yalnızca 10 sayı atmışsa da maçın kazanılmasında en önemli faktör desek, yanlış olmaz.
Marquette'in En İyi Oyuncusu
just singin'
Monday, April 26, 2010
Haftanın Sözleri
Charles Barkley, Kawhi Leonard hakkında
"Bizim yapacaklarımızı bizden daha iyi biliyorlar."
"Normal sezonda basketbolun zirvesine çıktık. Normal sezonu birinci bitirdik. Önemli olan tek şey bu."
Carlos Boozer, playoff'lardan elendikten sonra
"Celtics yaşlı."
Michael Gearon jr
"Bir daha ağzını açacağı zaman, neden bahsettiği hakkında fikri olsun."
Kevin Garnett, Michael Gearon jr hakkında
"Çok fark etmez. Herhangi bir takımda oynayabilirim."
Andrew Bynum, kontratının uzatılıp uzatılmayacağı sorulduğunda
"Geçen seneden ne fark mı var? Sanki iki tane Rose ile uğraşır gibiydik bu defa. Üstelik her iki Rose da daha iriydi."
Frank Vogel, LeBron&Wade hakkında
"Tim Duncan zeki."
Erik Spoelstra
Landry'nin Dişleri
2009 aralık ayında Dallas ile maç yaptılar ve Nowitzki'nin dirseği Landry'nin ağzına çarptı. Bu defa Landry'nin tam üç dişi kırıldı.
J-Rich: 2 - Trail-Blazers: 1
Serinin ikinci maçı 20 nisan'da oynandı. Richardson, 16'da 11'le 29 sayı attı. Özellikle maçın belli bölümlerinde değil, tümünde konsantre gözükmesi en büyük artı.
22 nisan'daki üçüncü randevuda ise 19'da 13 isabetle tam 42 sayı attı. Ayrıca iki maçta aldığı ribaund sayısı 14. Bu oyununu sürdürürse ilk maçta sürpriz biçimde yenilmiş olsalar da zayıf Portland'ı rahat geçeceklerdir.
Aynı zamanda Grant Hill'in oyunu da parmak ısırtıyor. Play-off'lar öncesi Suns hakkında yazdığım yazıda Phoenix yönetiminin Tuscon şamanlarıyla irtibata geçtiklerine dair latifeler yapıldığından bahsetmiştim. Defansta umduğumdan çok daha dirençli duruyor Hill. Özellikle hücumda mümkün olduğunca hareketli bir üslûpla oynuyor, önü boşaldığında smaca kalkıyor, pick and roll'ün iki ucunu da başarıyla sahneliyor. Hayranlık duymamak elde değil.
Örnğin ikinci maçta, oyunda kaldığı 25 dakika'da 11'de 10 isabetle 20 sayı buldu ve 8 ribaund aldı.
Friday, April 23, 2010
Mehmet sakatlandı
Kirilenko'nun hem sakatlık, hem de formsuzluk ile boğuştuğu şu aylarda, Jazz'in Memo'ya muhtaç kaldığını söylemeye bile gerek yok. Normal sezonun son maçında Suns'a karşı aldıkları ağır mağlubiyetin ardından Nuggets serisinin zorlu geçeseği belliydi çünkü. Serinin daha ilk maçında Mehmet aşil tendonundan sakatlandı. Zaten tam olarak üstünden atamadığı sakatlığa rağmen oynuyordu.
Sakatlığı sebebiyle playoff'lar bir yana, Dünya Şampiyonası'nda bile oynayamayacak. Tam form tutmuşken böylesi talihsizliğe maruz kalmak pek acı olsa gerek.
Yukarıdaki videonun yirmibeşincei saniyesinden itibaren sakatlık ânı görülebiliyor.
Batı Konferansı
Lakers vs Thunder
Phil Jackson seri başlamadan evvel hakemleri işlemeye, basketbol camiasının teneffüs ettiği atmosferi lehine çevirmek için medya önünde yeni bir algı biçimi yaratmata başladı. İkili mücadelelerde Kevin Durant'in hakemlerden çok sayıda faul düdüğü çıkardığını iddia etti meselâ. Elbette ki süperyıldızlar diğer oyunculara kıyasla daha rahat faul çizgisine giderler; Bryant, James, Wade, Anthony, Durant... Klasik Jackson oyunları. Nasıl Kobe trash talk konusunda becerikliyse, Jackson da -Riley gibi- böylesi iğnelemelerin en büyük üstadlarından. Jackson cephesinde değişen pek bir şey yok ama genel anlamıyla şampiyon cephesinde büyük sorunlar mevcut. Öncelikle Kobe Bryant sağlıklı değil. Kendi ekseni etrafında dönemekte zorlanan, ilk adımı yavaşlamış bir Kobe, hücumu tek başına sürüklemeye çalıştığı ölçüde takıma zarar verecektir. Tüm sezonun yorgunluğu çıkmış gibi görünüyor. Onca sakatlığa rağmen oynamaya devam etmek isteyebilir ama antrenörlerin playoff'ları düşününerek onu dindlendirmeleri gerekirdi. Bir şekilde kendini toparlasa bile Fisher'ın hiçbir hızlı guard'ı savunamaması, bench'in inanılmaz ölçüde formsuz olması Lakers'ın önündeki diğer problemler. Walton sakatlıktan yeni çıktı, Vujacic Şarapova ile gönül eğlendiriyor, Farmar aynı Farmar, Mbenga, Powell... Eğer Lakers pota altındaki iki kuleyi kullanmazsa -şimdi olmasa bile, sonraki turlarda- zorlanacaktır.
Gelelim Oklahoma City cephesine. Durant, Westbrook, Green gibi hem genç hem de yumuşakbaşlı oyuncular üstüne kurulu bu takım, Scott Brooks'un 'ağabeyliğinde' kenetlendi ve geçtiğimiz sezona oranla büyük gelişim kaydederek playoff'lara sekizinci sıradan katılma hakkı kazandı. Westbrook, tüm seri boyunca maden bulmuşçasına Fisher'ı geçip potaya yönelecektir. Her ne kadar Durant serinin sayı kralı olacaksa da Westbrook'un pek aşğı kalacağını zannetmiyorum. Seri sonunda elbette ki Lakers sonraki tura yükselen taraf olacak ama Thunder seneye çok daha dişli bir rakip olarak dönecektir.
Trail-Blazers vs Suns
Portland sezon boyunca üstüne çöken lanetten kurtulamadı. Onlar için tek kurtuş umudu büyücülerde artık. Sezon boyu süren sakatlıklardan uzun uzun bahsedeceğim bir post yazacağım yakında. Bu sebeple en önemli hücum silahlarının Aldridge olduğunu yazıp geçiyorum şimdilik.
Phoenix, Potland'ın tam aksine yaşlı ve sakat oyuncuların tekrar basketbola bağlandıkları bir şehir. Hattâ Tucson'dan getirdikleri şamanlardan yardım aldıkları konusunda şaka yollu muhtelif rivayetler mevcut. Grant Hill birkaç metreden zıplayıp spektaküler smaçlar yapıyor, Nash en yaşlı asist kralı ünvanına ulaşıyor... Richardson'ın istikrarsız performansı, Barbosa'nın sakatlıklar sebebiyle formsuz olması şu an için pek önemli değil. Zaten normal sezonun sonuna doğru hem Nuggets'ı, hem de Jazz'i ezerek yenmeleri de form durumları hakkında bilgi veriyor. Portland en fazla bir maç alır.
Mavericks vs Spurs
Spurs, 2000'ler boyunca sezona yavaş başlar, playoff öncesi tüm takım formunun zirvesine ulaşırdı. 2010 yılında da benzer bir durum ile karşı karşıyayız. Zaten playoff'larda Spurs'ün tüm gücüyle oynayacağını ve rakibine sorun yaşatacağını tahmin etmek zor değildi ama özellikle Duncan'ın çizdiği sağlıklı görüntü, Ginobili'nin inanılmaz form düzeyi ve Parker'ın dönüşü şampiyonuk hayâlleri kuran Mavs için demirden leblebi misâli bir rakip yarattı. Ayrıca ench'ten gelen Richardson'ın olası düzgün performansı ve çaylak Blair'in kattığı mücadeleci ruh, Spurs tarafındaki olumlu noktalar.
Golden State'e elendiklerinden beri ilk kez şampiyonluğu düşünmeye başlayan Mavericks, point guard mevkiinden center'a dek irileşti ve playoff takımına dönüştü. Sezon ortasında gelen Butler ve Haywood, iki numaradaki zaaflarını azaltmakla kalmadı, Dampier'ın hantal bedeninden de kurtardı onları. Kidd, Butler, Marion gibi rakip oyunculara fiziksel bağlamda üstünlük kuran oyuncular, Nowitzki'nin boy avantajı, Haywood'un hızlı ayakları ve yedek soyunan Terry, inanılmaz bir seri izleyeceğimizin garantisi adeta.
Bu iki takım batı finalinde karşılaşsalar pek şaşırmazdım açıkçası. Son birkaç senede inanılmaz seriler izleten bu iki takım yine yedinci maçta birbirlerinin bileklerini bükecekler muhtemelen. Spurs üst tura burun farkıyla daha yakın ama elenen için üzüleceğim kesin.
Nuggets vs Jazz
Jazz'in sakatlık problemleri, altından kalkılması imkânsız bir soruna dönüştü. Daha önce Memo ve Kirilenko'nun playoff'larda Jazz için ne kadar önemli olduklarını yazmıştım. Mehmet sezon sonunu mükemmel oynadıysa da aşil tendonundan sakatlandı ve birkaç ayını rehabilitasyon merkezlerinde geçirecek maalesef. Boozer'ın mental kabiliyeti malûm. Deron Williams'ın tek başına yapacakları kaç maç kazanacaklarını tayin edecek.
Doğu Konferansı
Cavaliers vs Bulls
Chicago içeri girip, savunmayı delip sayı buluyor. Bu nereden geleceği belli olmayan penetreci figür Cavs'in Bulls'u paramparça etmesini engelleyecektir. Yavaş ayakları sebebiyle Shaq', Ilgauskas, kimi zaman Varejao turnikeye giren atletik kısaları takip etmekte zorlanıyorlar. Hickson Ilgauskas yokken fena performans sergilememişse de playoff başka bir iklim. Rose ve Hinrich'in penetreleri, Deng'in olgun oyunuyla birleşince Bulls'un dağılması pek mümkün değil. Fakat Del Negro'nun gönderileceği dedikoduları, hattâ Bulls yönetiminin başka isimlerle konuşmaya başlaması (yönetim yalanlamadı) büyük handikap olabilir.
Cavs mutlak favori. Elbette ki Shaq içerideyken pota altı kalabalıklaşıyor ve LeBron'a yeterli alan kalmıyor bazen. Sene başında Cavs birkaç maç kaybederken iyice dilimize pelesenk olmuş bir muhabbeti bu; hattâ Kobe'ye "LeBron'a önerilerin neler" gibi sorular yöneltiliyordu ki, Cleveland yenilgiyi unuttu. Sezon ortasında Jamison'ın da katılmasıyla pick and roll oyunlarında uzunu takip edebilecek hızlı ayaklı uzun oyuncuya kavuşmuş oldular. Raptors yerine Bulls ile eşleşmeleri, onları sonraki turlar için zinde tutacak, olası konsantrasyon dağılmalarını engelleyecektir.
Cavs'in seriyi geçeceği malûm. Benim esas merak ettiğim, Noah ile Varejao'nun ne zaman kavgaya tutuşacakları.
Hawks vs Bucks
Sezon içinde önce Michael Redd'in sakatlığıyla sarsılan, mücadele gücünü kaybetmeden savaşsa da playoff arifesinde Bogut'u kaybeden Bucks, artık Hawks'ı zorlayamadan evine dönecek. Bir takımda hem savunma hem de hücumun en aktif ismi sakatlanırsa yapılacak çok şey kalmıyor maalesef. Salmons, Ersan, Delfino kendi başlarına başarıyı yakalayabilecek çapta oyuncular değil. Her ne kadar Jennings skor üretebilecekse de egosu kendinden büyük bu çaylağa güvenmek komik.
Hawks cephesinin ise keyfi yerinde. Johnson'ın gittikçe olgunlaşan skorer kimliği, Harford'ın pota altında rakipsiz kalması, Smith'in güç dengesinde yarattığı dalgalanma, 2010 senesinin en iyi altıncı adamı olan Crawford'ın kenardan gelip yapacağı katkı... Atlanta kimi zaman -takım hâlinde- konsantrasyon problemleri yaşıyor. Belki bu sebeple bir maç kaybedebilirler. Büyük ihtimâlle Bucks, başarılı sezonu süpürülmeme uğraşıyla kapatacak.
Celtics vs Heat
Serinin mutlak favorisi Celtics elbette. Heat, bu sezonu yazın serbest kalacak oyuncular uğruna bir 'arasezon', geçiş dönemi olarak geçirdi. Gerek ilk beşin pek çok parçası, gerek bench çok kısıtlı. Takımın hem skor, hem de savunm bağlamında ortaya neredeyse hiçbir şey koyamadığı aşikâr. Fakat rakip takım kadrosunda bir süperyıldız varsa eğer, her daim dikkatli lmak, konsantrasyonu elden bırakmamak gerekli. Dwayne Wade, hangi konferansın hangi eşleşmesinde oynarsa oynasın, problem yaratır. Seri süt liman giderken üstüste iki maç 50 sayı atar ve durumu 3-2 gibi kritik bir aşamaya sürükler.
Garnett'in, Pierce'ın sakatlıkları, Rasheed ve Robinson'ın gevezelikleri, sezona harika girmişse de gittikçe performansı düşen Perkins, Davis'in oluşturduğu antipati... Celtics bunalımda. Garnett ribaund ve blokta harcayamadığı enerjiyi konuşarak atıyor. Pierce'ın yüzü gülmüyor. Rondo'nun olgunlaşması ve Allen'ın form grafiği umut veren yegâne durumlar. Yine de Heat'in hemen hiç şansı yok. Celtics'in en büyük avantajı Heat'in yavaş tempoyla oynaması çünkü; Celtics hızlı oynayan takımlardan fazlasıyla rahatsız oluyor. Meselâ Chicago ile eşleşmiş olsalardı, kan kusmadan üst tura geçmeleri mümkün olmazdı.
Magic vs Bobcats
Charlotte Bobcats 2010 tablosundaki en zayıf playoff takımı. Böylesine kısıtlı bir kadroyu başarıya taşıdığı için Larry Brown'a yılın koçu verilebilir bile. Normal sezon boyunca Raptors, Bulls gibi kendilerinden daha yetenekli kadroları geride bıraktılar. Playoff boyu en istikrarlı skor eli niyetine Stephen Jackson'a sarılacaklar. Jackson'ın ne kadar istikrarsız olduğu düşünülürse 'kısıtlı kadro' tabiriyle ne demek istediğim anlaşılacaktır.
Magic, malûm, geçen senenin finalisti apoletiyle en azından konferans finaline kalacaktır. Howard'ın hücumdaki etkinliği -Hidayet'in, daha doğrusu pasör üç numaranın ayrılmasının ardından- neredeyse yarıya indi. Nelson, Lewis ve Carter beklenen pas akşını sağlamakta zorlanıyorlar. Fakat Carter'ın, Magic'in topu mümkün olduğunca hızlı dolaştırıp boş şutu bulan sistemine adapte olamaması bile Bobcats'in bir galibiyet almasına yetmeyecek. Playoff'ların 4-0 bitecek tek serisi olabilir.
2010: En İyi Savunmacı
En Genç Sayı Kralı
Fazlasıyla yumuşakbaşlı olduğu için play-off'larda bir takımı etrafında toplayıp toplayamayacağı hakkında soru işaretleri var açıkçası. Jordan'dan Kobe'ye egosunu dizginleyemeyen süper yıldız profiline öylesine alışmıştık ki, Magic Johnsonvâri bu çocuğa şüpheyle yaklaşıyoruz. Ne diyeyim, umarım Durant, yeni süperstar profilinin tecelligâhı olur.
Not: 1947-48 sezonunda Chicago Stags'in 22 yaşındaki oyuncusu Max Zaslofsky sayı kralı olmuş, 2007-08 sezonunda ise Cleveland'ın 21 yaşındaki oyuncusu Lebron James bu alandaki rekoru eline geçirmişti.
Thursday, April 22, 2010
En Yaşlı Asist Kralı
2004-05, 2005-06 ve 2006-07 sezonlarının ardından dördüncü kez bu ünvanı kazandı. Ayrıca bu sezon yine %40+ üç sayılık, %50+ sahaiçi şut, %90+ serbest atış isabeti yaptı.
Friday, April 9, 2010
Ayları tersten saymak
Anthony, Thunder maçının üçüncü çeyreğinde yere düşüyor ve bilincini kaybettiği için kalkamıyor. Fakat hakemler maçı devam ettiriyorlar. Oyun durduğunda trafik kontrollerinden aşina olduğumuz alfabeyi/günleri tersten sayma testini, aylar biçimiyle uygulamışlar. Anthony, "normalde de sayamam" demiş.
Fear the Deer?
Redd'in sakatlığının ardından Bucks'ın sezon sonuna dek nereye gittiğini bilmeksizin savrulacağını, hattâ Jennings'in dağılacağını düşünmüştüm. Fakat savunmanın gücüyle, savunmanın yarattığı konsantrasyon alışkanlığıyla Milwaukee'de günler heyecansız geçmedi. Özellikle üçünü ve dördüncü takımlar, geyik korkusunu hissetmeye başlamışlardı ki, Bogut sakatlandı. Videodaki kırılma anından da anlaşılabileceği gibi Bogut sezonu kapattı. Artık Bucks'ın ikinci tura geçebilme hayâli yok.
Thursday, April 8, 2010
1333
Triple-Double: Ricky Davis
Ribaund geçerli sayılmıyor, triple-double istatistiklere geçmiyor.
Triple-Double Peşinde
Maçın bitmesine 30 saniye kala Blatche istatistik kâğıdı üstünde 20 sayı-13 asist-9 ribaund'lık yer kaplamakta. Yi şut kullanırken kolunu kaldırmak yerine çembere koşup ribaund alma savaşına katılıyor. Top, çemberden sekip birkaç metre uzağa gidince son gücüyle zıplayıp topu yakalıyor ve triple-double yapmanın huzuruyla sakinleşiyor. O da ne? Hakemlerim faul tesbit etmiş. Blatche başını iki eli arasına kıstırıp feryâd ediyor. Kenardan başlayan Nets, CDR ile denediği şutu kaçırınca Blatche için çanlar çalıyor. Fakat top Martin'in kucağına düşünce Blatche yine hüzünle doluyor; tek ribaunda hasret. Martin'e kızıyor ama Nets'in yaptığı taktik faul umutlarının yok olmasını engelliyor. Ribaund için boyalı alan etrafına dizilmişken Nets oyuncusu Yi'ye, McGee'nin faul atışını kaçırma ihtimâlinden hareketle, "ribaundu bana bırak" diyor. Yi kabul etmiyor, ki etse bile McGee iki atışı da sokacaktı zaten. Devin Harris turnikeye giderken son sürat peşinde koşturup ribaund arıyor. Son 4 saniyede de önde olmalarına rağmen üç aşamalı bir plan deniyor: Nets potasına git, şut kaçır, ribaunda ulaş.
Tüm bu otuz saniyede Blatche bir ribaund daha alamayınca triple-double kaçıyor. Ricky Davis'e selâm olsun.
Sunday, March 21, 2010
Ayıp: Big Baby vs Shaq
Shaq', Davis'in acımasızlığının kurbanı oldu. Özellikle son kısımda Davis'in Shaq'in parmağına nasıl yüklendiği görülüyor.
Thursday, March 11, 2010
Saturday, March 6, 2010
Where Clutch Happens
One second left, try to get the last shot, I was measuring it the whole time, i knew i had to knock it down, When i shoot it, the only thing on my mind, is a ball going in, I knew i had to knock it down, They gave me the opportunity by puttin' the ball in my hand, Try to get the last shot, Down two, Kick it, Last minute of the game, Shoot it, I knew i had to knock it down, Big shots, Crunch time, [Bryant for the win... Bang!], They the moments that i live for, One second left, I knew i had to knock it down.
Steve Porter çalışmalarını andıran Determination, Defense, 6th man, Clutch dörtlüsünün belki de en etkileyicisi. O kadar güzel olmuş ki, "Howard ne arıyor orada", "Ben Gordon niye yok", "Paul Pierce öldü mü" sorularını görmezden gelip zevkini çıkarmaya bakın.