Wednesday, June 20, 2012

4. Maçtan Notlar

"Westbrook asist yapmıyor, takımı yönetmiyor, oyun kurucu değil..." 2 senedir salak salak konuşuyordum, tâ ki birkaç ay öncesine dek. İnanılmaz hücum ettiği, çılgınca orta mesafe şut soktuğu bir maçın ardından sorunun Westbrook'ta değil, bende olduğu fark ettim. Russ hayallerimdeki pg değil ve olmayacak. Russell Westbrook, Russel Westbrook çünkü. Scott Brooks'un hücum sisteminde[1] saldırması, sürekli saldırması ve daha sonra yine saldırması lâzım. OKC'yi playoff takımı seviyesinden elit takım klasmanına çıkaran, sahip oldukları emsalsiz one-two punch[2]. Şu ana dek Finaller'de KD 80 şut kullanmış, Russ ise tamı tamına 100'e ulaşmış durumda. Garip, kabul ediyorum. Ayrıca Durant'in daha çok şut atması gerektiği de malum ama Westbrook'un şu anki sistemde en verimli olabileceği oyun tarzı belli: saldırmak.

Bu akşam patladı: 43 sayı. Tam 20 basket attı (Önceki kariyer rekoru: 17). Üstelik 7 ribaunt, 5 asist istatistiklerinin yanı sıra savunmada deli danalar gibi koşturduğunu da unutmayalım (Güzel bir tweet okudum: "Vücudunda ne varsa oyuna koydu. Bu arada vüdunun demir, barut ve tekiladan oluştuğunu söylemiş miydim?"). Konferans Finalleri'nin Miami'deki 2. maçında Rondo'nun osuruk uçuklatıcı performansıyla karşı karşıya kalmıştık. Final serisinin Miami'deki 2. maçındaysa Westbrook kafayı yedi. Maalesef her ikisi de Heat'in galibiyeti sebebiyle unutulacak. Hatta maç sonunda yaptığı hatayı konuşacağız yıllar sonra.
Kariyerinin en iyi maçında, rakibin hücum süresinin bitmek üzere olduğunu fark etmedi ve faul yaptı. Tabii mağlubiyeti Westbrook'un omuzlarına yüklemek için ya at gözlüğüyle ya da Wade'in gözlükleriyle hayata bakıyor olmak lâzım.

Miami cephesi. İlk 3 maçta 17 sayı atan Chalmers bu akşam tam 25 sayıya ulaştı. Müsaadenizle "yuh" diye bağırmak istiyorum. Üstelik son 1 dakikada 6 sayı attı. Müsaadenizle "oha" diye bağırmak istiyorum. Hatta D-Wade de müsaadenizle "Mario Motherfucking Chalmers" diye bağırmak istiyor. Zaten Wade maç sonunda medyaya şu açıklamayayı yapacaktı: "Rio takımdaki en iyi oyuncu olduğunu düşünüyor. Bu onun eşsiz yeteneği ve aynı zamanda laneti."

Şimdi Superman gibi Dünya'nın etrafında ters yöne dönüp zamanı biraz geriye sarıyorum: Maçın bitmesin 4 dakika var. LeBron kramp ağrılarına dayanamayıp kenarda oturuyor. Skor berabere. Geçen sene 4. maçta aynı uzay-zaman koordinatlarında dağıldıklarına şahit olmuştuk. Peki bu defa ne gördük? Öne çıkan Chalmers, birkaç ribaunt ve blok için kendini oradan oraya atan Wade (En kritik zamanda, Finaller'de ailevî sorunlarını[3] ve sakatlıklarını bir kenara bırakıp oyuna konsantre olmayı başardı herif.), özellikle savunmada kritik hamleler yapan Bosh. Heat ne olursa olsun kazanmaya odaklanmış gibi görünüyor. Yakın geçen, çılgın tempoların yakalandığı, amiyane tabirle parkenin ağladığı bu megasüperacayip seride 3-1 öne geçmeyi başardılar. Üstelik herkesin dilinden düşmeyen şu meşhur istatistiği de unutmayalım: Finaller'de 3-1'den geri gelebilen olmadı.

İstatistik çok korkunç. 3-1 geri düşen tam 30 takım var ve hiçbiri şampiyonluğa ulaşamamış. Fakat 1985'ten beri Finaller'in 2-3-2 olarak oynandığı malum. Son 27 senede ev sahibi avantjına sahip olduğu hâlde 3-1 geri düşen yalnızca 3 takım var. Evet, yalnızca 3 örnek var elimizde. Sanıyorum istatistik eskisi kadar korkunç görünmüyor artık (Hâlâ korkunç, biliyorum.). Ne diyeyim, eğer Thunder 5. maçı kazanırsa her şey alt üst olabilir; OKC'n in vahşi tribünleri, kendi sahasında her zamanki gibi oynayabilecek Harden, KD'den şahane son çeyrek performansları... Tabii önce çoooook uzun geçecek olan 5. maçı kazanmak zorundalar.  Tüm sezondaki en önemli maçın başlamasına yalnızca 40 saat kaldı.
__________________________
[1]twitter'da takip ettiğim yorumculardan biri şöyle demiş: OKC'nin hücumu temel prensipler üstüne kurulu (kibar davranmaya çalışıyorum.). Fakat oyuncular o kadar iyi ki, sayı yapmaya devam ediyorlar.

[2]Hücum anlamında şampiyonluğun favorisi hâline getiren de bench'ten gelen James Harden. Evet, bu akşam 10 şutta 8 sayı bulan, asistlerinin 2 katı top kaybı yapan adamdan bahsediyoruz.

[3]Ailevî sorunlar derken sıradan tartışmalardan değil, boşandığı eşinin birkaç gün önce çocukları kaçırmaya çalıştığı için gözaltına alınmasından bahsediyorum.

No comments: