Sunday, June 24, 2012

Finaller Hakkında Son Notlar

Heat
2012 Heat, tamı tamına 3 seride geri düşmesine rağmen şampiyonluğa ulaşabilmiş tek takım[1] oldu. İrili ufaklı sakatlıklarla da uğraştıklarını hatırlayınca, mental problemleri hakkında yapılan milyonlarca eleştiriye cevap verdiklerini söylemek çok saçma olmaz sanırım. Yalnızca 1 şampiyonluk kazandıkları için hâlâ Heat ve LeBron'un rüştünü ispatlayamadığını düşünmekte serbestiz. Tabii Zach Lowe'a kulak vermek de mümkün: "Kanıtları on yıllara yayılan bir gerçekle karşı karşıyayız: Tek bir NBA şampiyonluğu kazanmak bile ölesiye zor. Üstelik şans, sağlık, matchup ve yeteneğin mükemmel bir kombinasyonu gerekli." Mesela Mavericks. 10 sene boyunca Nowitzki'yle, yani gelmiş geçmiş en büyük 25-30 oyuncudan biriyle oynamalarına rağmen geçen seneye dek yüzük kazanamamışlardı. Keza Garnett. Kariyeri boyunca kaç kere kupayı kaldıraibldi: bir. Üstelik gelmiş geçmiş en iyi 3'lükçü ve döneminin en büyük clutch oyuncularından biriyle ittifak kurana dek Finaller'e bile yükselememişti Garnett. Yalnızca bir kere bu onura ulaşabilmiş efsanevî oyuncuları say say bitmez: Mr. Clutch, Big O, Moses... LeBron[2].

Eddy Curry
İşte yukarıda saydığım tek yüzük kazanabilmiş efsanelerden biri daha.

Kısa 5
En etkili line-up'larını özgürce kullandılar; Bosh 5, LeBron ise 4 numara oynadı. Playoff'larda rakibe göre strateji kurmanın ne demek olduğunu bir kez daha görmüş olduk (Heat cephesi de yeni gördü zaten.). OKC pota altında skor üretebilen bir oyuncuya sahip olmadığı için mismatch'leri değerlendiremedi (Perkins'in bir klozet kapağı kadar post oynayabildiğini söylemiş miydim?). Konferans Finalleri'nde Rondo'nun Garnett'e verdiği pasları Heat cephesinin engelleyemediği malum (Evet, Haslem'ın Garnett ile Rondo arasına girip, gökkuşağı paslarda etkisiz hâle geldiği 186 milyon pozisyondan bahsediyorum.). İlk turda elenen Grizzlies'le karşılaşsalar, kısa 5'i çok daha kısa süreler kullanabileceklerdi belki de.

OKC hücumda avantajlarını değerlendiremediği gibi savunmada da eşleşemedi üstelik. Mesela LeBron, özellikle Thudner kısa 5'ini ezip geçti. 2011 Finalleri'nde boyalı alandan yalnızca 8,5 sayı bulmuştu; bu seneyse 17,5 ortalamaya ulaştı. Pota altında cirit atıyor, sürekli faul alıyordu (2011 Finalleri'nde maç başı 4 faul alabilmiş, Thunder'a karşı 7,2). Post oyununu geliştirmiş bir LeBron[3] yaratığını nötralize edecek yegane kriptonit belli: onu orta mesafe şutlara zorlamak. Oysa hem Durant, hem de Sefolosha fiziken karşısında duramadıkları için zort bazında zırtladılar. Geçen sene Mavs'in bol bol alan savunması kullandığı malum. OKC için de güzel bir çözüm olabilirdi ama alan savunması yapabilmek pek kolay iş değil, hele ki NBA'de.

Thunder
Hazır Durant'ten bahsetmişken hücumda topu almakta bile zorlandığını hatırlatmak gerek. Eğer önümüzdeki 5-6 senede LeBron'la eşleşebilmek istiyorsa fiziken kuvvetlenmesi lâzım. Asla Hulk, LeBron ya da Jabba kıvamına gelmeyeceğini biliyoruz ama fizikî tekamülünü tamamlamadığı aşikar.

Thunder'ın keyfi yerinde; ipiyle kuşağı, sikiyle taşağı denk. Normal sezonda 100 pozisyon başına en fazla sayı üreten ikinci takım olmuşlardı (Spurs 1 numara), playoff'larda ise zirveye oturdular. Tabii yakın gelecekte Ibaka ve Harden ile sözleşme imzalamak zorundalar ve her iki oyuncunun da ciddi kontratları hak ettiği malum. Fakat Harden'a parayla alakalı sorular yöneltildiğinde şöyle cevap verdi: "Burada özel bir şey var. Bir hanedan inşa ediliyor. Para ve şöhret daha önemsiz şeyler." Scott Brooks'la devam etmeyebilirler ama tıpkı Pat Riley'nin maç sonunda söylediği gibi, Thunder ve Heat'in tekrar karşılaşması kaçınılmaz.

D-Wade (The Boss)
"Bu takım LeBron'un takımı. Bizler onun liderliğinde ilerliyoruz." Wade bu cümleleri sezon boyunca takım toplantılarında, playoff'lardaysa kameralar karşısında sürekli tekrarladı. Yakasını bırakmayan sağlık sorunları[4], ilerleyen yaşı, ailevî anlaşmazlıklar... Her ne sebeple olursa olsun kendi rolünü küçültmeyi ve takımın başarısı için geri planda kalmayı kabul etti. Hatta LeBron'u bizzat yüreklendirdi. Bir süper yıldız için kariyeri boyunca karşılaşabileceği en zor karar olsa gerek. Belki de bu nedenle karakterinde garip (korkunç) değişiklikler meydana geldi; oyunculara sataşmak, röportajlarda rakiplere lâf atmak...

Hem 2006'da kazandığı yüzük, hem de "iyi çocuk" imajı sebebiyle asla gazetecilerin günah keçisi ilan etmediği D-Wade kredisini tüketmişe benziyordu artık. Pacers serisinde yalnızca 5 sayı attığı maçtan sonra belki de hayatında ilk kez medyanın ölümcül eleştirileriyle karşılaşacaktı. Şimdi gözünüzün önünde bir sahne canlandırın; Wade babalar gününde gazetecilerle sohbet ediyor, baba olmanın hayatta tattığı en büyük zevk olduğundan bahsediyor. Aynı saatlerde eski eşiyse velayet hakkı olmadığı hâlde çocukları alıkoymakla meşgul.
İnsanlar ne derse desin psikolojik olarak içinde bulunduğu hassas durumu takımın lehine çevirdi Wade; "Bi Lebron şut atsın, bi Wade şut atsın, 1 LeBron, 1 Wa..." saçmalığının hücumlarda kangrene dönüştüğünü, takımı iliklerine dek sömürdüğünü fark etti (şampiyonluk yolundaki en önemli viraj muhtemelen) ve parkede kaybettiği lider ünvanını soyunma odasında gururla taşıdı. Simmons'ın geçen günkü yazısından bir kuple çevireyim: Eğer ligdeki oyuncuları gururlarına göre sıralayacak olursak Kobe ve Wade ilk 2 sırayı paylaşırlar. Üçüncü oyuncuyla (Chris Paul?) aralarında ciddi bir basamak olur ve Vince Carter'a gelene dek 400 isim daha sayarsınız. NBA lokavt görüşmelerine katılan bir arkadaşım anlatmıştı: "Wade masanın başına geçmiş, LeBron ise küçük ve uysal bir çocukmuşçasına arkasında oturmuştu." Tipik Dwyane.

Şampiyon olduktan sonra basketbol kariyerinin en mutlu gününü yaşadığından bahsedecekti. Gezegende Wade&LeBron ilişkisini düzeltebilecek yegane insan olduğunu anlayıp büyük bir fedakârlıkta bulundu. Şu sıralar ikinci şampiyonluğunun tadını çıkarıyor[5].

Cavs
Seni unutmadım Cleveland. Sen de LeBron'u unutmadın çünkü. Şahane bir videoya rastladım; Ohio'daki WEWS-tv'nin hava durumu sunucusu Heat ve Thunder kelimelerinden bahsetmeksizin işini yapmaya çalışıyor:
_____________________
[1]Hatta maç sonrası NBA TV'de bu konu açıldı. Videosu burada. 4. dakikadan itibaren şöyle bir muhabbet geçiyor:
Charles Barkley: İki hafta önce insanlar sizin Indiana'ya kaybedeceğinizi düşünüyordu. Celtics'e karşı 5. maçı kaybettiğinizde iyice şaşırmışlardı. Son 2 haftada olayların tersine dönmüş olması inanılmaz.
Wade: New York'u unutma, New York'a karşı da kaybedebileceğimizi söylemişlerdi.
LeBron: O serinin zor geçeceğini söylemişlerdi
Barkley: Basketboldan anlayan hiçkimse böyle bir şey söylemedi.

[2]LeBron iki kere triple-double yaptı. Finaller tarihinde en az 2 kere triple double yapan 7. isim olmuş: Bob Cousy, Russell, Wilt, Walt Frazier, Magic, Bird. LeBron'un defalarca baskı altında ezildiğini düşününce seriyi bitirme maçında triple-double yapması daha ön plana çıkıyor. Bugüne dek 5 isim böyle bir başarıya imza atmış: Duncan, Worthy, Magic, Bird, LeBron.

[3]Karşı karşıya olduğumuz vakanın bir başka korkunç boyutu: LeBron ligdeki en iyi 4-5 pasör arasında ve post'ta topu aldığında tüm sahaya hakim oluyor. Zaten Fainller Tarihi'nde hem sayı, hem ribaunt, hem de asist departmanlarında takımının liderliğini üstlenen üçüncü isim oldu. Diğer ikisi mi? Duncan ve Magic.

[4]D-Wade'in ameliyat olup olmayacağı 1 hafta içinde netleşecek. Eğer operasyon kararı alınırsa Olimpiyatlar'ı kaçıracağı kesin. D-Rose ve Dwight Howard'ın ardından ABD için 3. büyük kayıp.

[5]Tadını çıkarmak demişken, Geçen sene Mavs şampiyon olduğunda LIV isimli meşhur kulüpte kutlama yapmış ve gelen 140.000lık hesabı Mark Cuban ödemişti. Bu defa Heat aynı kulüpte 200.000$ bırakmış. Hayırlı işler abi, saygılar.

2 comments:

Anonymous said...

esas 1 ribaund alabilseydi 2 maç üst üste triple double olacaktı.. hiç başaran var mı?

filelisepet said...

Evet. Wilt, ilk şampiyonluğunu kazandığı 1967 senesinde iki kere üst üste triple double yapmış. 1984'te ise Magic aynı başarıyı tekrarlıyor. Tabii Larry Bird'in olağanüstü(üssü 10) performansıyla seriyi Celtics kazanmıştı.