Sunday, June 3, 2012

Batı Konferans Finalleri (4. Maç)

Seri ve eşleşmelerden defalarca bahsettim zaten. Aynı lâfları gevelemektense kısa kısa notlar vereceğim.

Dün garip bir eleştiri geldi: "Neden Durant hakkında yazmıyorsun? Acaba nefret ettiğin için olabilir mi?" Blog'u takip edenler zaten biliyor ama sebebini tekrarlamam lazım herhâlde. Durant'i 1'e 1'de rahat rahat yeneceğimi düşünüyorum. Bana karşı 5+ sayı bile bulamaz muhtemelen.

"Spurs'un tek zayıf noktası rakip skorer uzunlara karşı silahının olmaması. Yalnızca Grizz ve Lakers pota altı oyuncuları Spurs'u domine edebilirler." Birkaç hafta öncesine dek neler söylediğimi hatırlıyor musunuz? Maalesef ben de hatırlıyorum. İlk yarı bittiğinde Thunder'ın Büyük Üçlü'sü 18'de 6 ile 18 sayı atmıştı; Collison/Perkins/Ibaka ise 17'de 15'le 33 sayı. Maç bitene dek San Antonio'nun belini kütürdetmeye devam ettiler: 25'te 22'yle tam 49 sayı (İzin verirseniz üç metre boyundaki tek bacaklı örümceğime binip unicorn'larla savaşmaya gidiyorum.). Yetmedi mi? Son bir istatistik daha verip gerçeklikle olan bağlarınızı tamamen koparacağım o hâlde. Ibaka 11'de 11 ile 26 sayı attı[1] (OHA! Orta mesafeden fena değildir ama son baktığımda Reggie Miller'dan biraz daha kötüydü.). Playoff'larda kaçırmaksızın şut atma rekoru kaçmış peki: Oniki. Sezon sonu Westbrook, 2 sene içindeyse hem Harden, hem de Ibaka serbest kalacak[2]. Gerisini Sam Presti düşünsün.
                         
Bu smacın formülünü veriyorum: %50 Dr J+%50 Shawn Kemp


Üçüncü maçın sonu garbage time'a dönmüş ve DeJuan Blair nihayet forma şansı bulmuştu. Fena da oynamadı hani. Geçen sene Grizzlies'e karşı Blair yerine Splitter oynarsa Spurs'un daha avantajlı olacağını düşünmüştüm; bu seride ise tam tersini. Yani? Yani Popovich'e bile lâf attığıma göre blog'un hiçbir eksiği kalmadı artık.

Matt Bonner'ın sahada olmasının tek sebebi var: dış şut tehdidi. Eğer boş 3'lük geldiğinde kullanmayacaksa, oynamasın daha iyi.

Son iki maçtır Spurs'un hücum keskinliği erozyona uğramış gibi görünüyor. Hatta dördüncü maçta OKC'nin belli bölümlerde daha iyi top çevirdiği bile söylenebilir (Fantastik roman yazmak istiyorsanız, alın size şahane bir başlangıç cümlesi.). Westbrook ruhen devrim yaşamış; hücumda ne kadar zorlanırsa zorlansın (bu gece rezalet şut attı.) konsantrasyonunu tamamen kaybetmiyor. OKC pota altı, bench, tribünler... Thunder farkı 15'e çıkardı.

Fakat maç sonunu kısa 5'le oynamayı tercih eden Spurs pek çok mismatch dezavantajına rağmen (Ibaka'yı Stephen Jackson savunuyordu mesela) farkı 4 sayıya dek indirmişti ki, Elvis sahaya indi (Hayır, Ibaka'dan bahsetmiyorum.). Kritik anlarda süper yıldızların patlamasını, ellerinden alevler fışkırtırcasına skor üretip maçı tek başlarına almalarını bekleriz. Bazıları bizi hüsrana uğratırken bazıları aklımızı başımızdan alır. Kevin Durant. Birkaç pozisyon Tony Parker'la karşı karşıya kaldıktan sonra ritim bulup kafayı yedi; ü s t ü s t e 16 sayı. Spurs'un tek hançerlik işi kalmıştı. Top elbette ki kahramanımızın ellerindeydi. Durant, demirini eritip suyunu verdiği, harlayıp bileylediği çelik hançeri Harden'ın güvenilir ellerine tutuşturdu; 3'lük. KD'nin asistiyle Spurs yıkılmış, maç sona ermişti.
                        
Maç sonrası bir gazeteci Gregg Popovich'in düşüncelerini sordu: "Son 6 dakikada Durant maça hükmediyormuş gibi görünüyordu." Popoviç'in cevabı: "Öyleymiş gibi görünmüyordu, öyleydi. Oradaydım. Bizzat gördüm."

Tabii artık rüzgarı arkasına alan OKC ama Spurs cephesinde de karalar bağlamaya gerek yok. OKC pota altının San Antonio'da böyle oynayamayacağı, Dünya'nın düz olmadığı, Perkins'in hücumda Blake Griffin taklidi yapamayacağı, Duncan'ın hücuma daha fazla dahil olacağı (Bugün Spurs'un en skoreriydi ama ben sayı yapmaktan bahsetmiyorum.) ve elbette ki Parker'ın daha etkili olabileceği malum. Ne diyeyim, cipslerinizi, patlamış mısırlarınızı stoklayın. Pazartesi günü seri yeniden başlıyor.
___________________________
[1]Analiz: Manyak oynadı.

[2]Bu sene 5 milyon $ kazanan Westbrook için önümüzdeki 5 seneliğine 80 milyonluk kontrat verileceği söyleniyor. Ibaka'nın durumu ise daha farklı. 2013/14 için qualifying offer'ı 3 milyon $. Olaylar gelişecek.

4 comments:

Atacan Tüney said...

Yazı çok güzel olmuş yine. Maç şaka gibiydi ya Ibaka ve Perkins attıkça ekrana baktım kaldım. Reggie Miller kendisi dedi zaten Ibaka 10. şutta isabet bulduğunda bugün çembere bile dokunmuyor attığı top 6. sefer deliksiz şut attı falan diye :) KD de çıldırınca zaten kazandılar maçı, ben açıkçası Spurs'un 3-1 döneceğini düşünüyordum, hatta 4 sayı fark varken dedim tamam bu maç döndü. Blair konusunda katılıyorum sana, epey faydalı adamlar olduğunu düşünüyorum hatta ben onun ve Splitter'ın. Hatta Diaw'ı hiç sevmem. Diaw'ın gençken Fransız milli takımında atletik bir 3 numara olduğu zamanları falan hatırlıyorum yorumcular derdi 5 pozisyonu da oynayabilecek bir oyuncu falan diye o zamanlar beğenirdim onu. Ama adam resmen obez olduğundan beri hiç beğenmiyorum, sadece benchten skor katkısı olabilir gibi geliyor hep nedense. Bir de abi Popovich bu Danny Green'de benim göremediğim ne görüyor ki?

Oğuzhan Arslan said...

Danny Green normal sezon boyunca harika katkı verdi ve sistemimize çok iyi oturdu. Ceza şutlarını kesebilmesi sebebiyle ve dış savunma konusunda çok iyiydi. Yalnız ne olduysa bu final serisinde kayboldu, keza Bonner için de aynısını söyleyebilirim. Diaw konusunda ise sana katılmıyorum, ben de beğenmezdim fakat çok yararlı bir oyuncu. All-around olması sebebiyle çok değerli. Şu durumda Bonner yerine Blair denenmeli, Utah ve Clippers serilerinde bile bas bas bağırdım ben fakat nedense üstad Pop Blair'e güvenmiyor playofflarda. Blair olsam küser oynamazdım, halbuki Blair hücum anlamında iyi bir oyuncu, tek eksiği undersize oluşu.

Bu arada Durant'i yenebileceğini düşünmek ve 5 sayının altında tutabileceğini düşünmek komikmiş dostum :)

filelisepet said...

Atacan. Diaw hem all around oyuncu, hem de 3'lük tehdidi yaratabildiği için Ibaka'yı dışarı çekiyor. Bu nedenle Ginobili ve Parker için penetre yapacak, perde sonrası potaya gidecek alan kalıyor tabii. Şişko ama sempatik anlayacağın.

Oğuzhan. 2 basket bile atamaz :)

Oğuzhan Arslan said...

Bahsettiğimiz adam ligin en iyi skoreri, önünde kimin olduğu farketmeden şut atan biri. Biliyorsun bunları ve böyle söylüyorsun ha. Eski bir basketbolcu olduğunu düşüneceğim valla bu iddiana devam edersen :)