Wednesday, June 6, 2012

Haberler... Haberler...

Spurs vs OKC (5. Maç)
Tüm ligde en iyi hızlı hücuma çıkan iki takım belli: Thunder ve Heat. Her iki takımdaki süper yıldızlar da atletizmin dibine vurdukları için açık alanda rakiplerini parça pinçik ediyorlar. Fakat Spurs normal sezonda en az top kaybı yapan 3. ekip olduğu için seri boyunca kolay basketlere müsaade etmeyeceklerini düşünmüştüm. 5. maçın ilk yarısı bittiğinde Spurs 11 top kaybı yapmıştı; Thunder ise 5 [1]. Thunder maç boyunca top kayıplarından tam 28 sayı bulacaktı (Zaten açık sahada koşmaya başlarlarsa cümleten geçmiş olsun.). Hatta Spurs henüz 3. çeyrek bitmeden maçtan kopabilirdi ama Ginobili'nin efsanevî başkaldırışı sayesinde skora tutundular (Üstelik Ginobili ilk kez ilk 5 başladığı için maç boyu Sefolosha ile boğuştu. Buna rağmen Parker'ın etkisiz olması da garip tabii. Hem RW, hem de genel olarak OKC resmen vahşi savunma yapıyor.).

OKC çok genç, çılgınca atletik, mantıksızcasına yetenekli... Rakip 15 sayı öne geçse bile birkaç dakika içinde farkı eritebiliyorlar[2]. Mesela üçüncü çeyrekte Spurs, Ginobili'nin hayvanî performansıyla skoru eşitlemesine rağmen OKC'nin çeyrek sonundaki patlamasına karşı koyamadı.

4. çeyrek. Spurs tıpkı ilk maçta olduğu gibi süre biterken OKC'nin ensesine yapışıp galibiyeti koklayacak ama James Harden yine hançeri saplayacaktı: "Hücum planına göre topun Kevin'a gitmesi gerekiyordu ama şut saatinin bitmek üzere olduğunu görünce arkamı dönüp topu potaya göndermek zorunda kaldım. Kariyerimin en büyük şutu oldu." Ne diyeyim, serinin akibetine göre birkaç gün içinde bu şutun tarihî değerini daha iyi tahlil etme şansı bulacağız.

San Antonio tam 50 gün boyunca maç kaybetmeksizin (20 galibiyet) oynadıktan sonra üst üste 3 mağlubiyet aldı. Tam anlamıyla siktir-i bok'tan bir durum. Bugüne dek yalnızca 14 takım 2-3'den dönüp seriyi kazanabilmiş. Sonuncusu kim: Spurs[3]. Popovich, basın toplantısında mağlubiyet hakkındaki fikirleri sorulunca çok net konuşacaktı: "Şampiyon takımlar deplasmanda kazanırlar." Serinin bir sonraki maçı için Oklahoma'ya gidiyoruz.
_________________________________________
[1] Thunder normal sezon en çok top kaybı yapan takım. Rakiplerini sürekli top kaybına zorlayamadıkları da aşikâr; bu alanda 19. sıradalar.

[2] 2000'lerin başındaki Lakers asla 90'lardaki Bulls gibi dominant bir takım olmadı (Tüm sezonu veya maçın tamamını domine etmezlerdi yani. Yoksa Lakers'ın dominant olmadığını iddia edecek değilim.). Fakat âni patlamalarla 15 sayılık seriler yakalayıp rakiplerini ezer geçerdi.

[3]2008'deki Hornets serisi. Fakat 6. maçı kendi evlerinde oynamışlardı. Bugüne dek 6. maçı deplasmanda oynadıkları hiçbir seriyi kazanamamışlar.


Heat vs Celtics (5. Maç)
Uyuşuk başlayan Heat oyuncuları, hücumda cut yapmaya bile üşeniyordu. Fakat tabelada önde kalmayı bildiler. Hatta üçüncü çeyrek ortalarında Celtics'in dağılacağını sanmıştım; Rondo yarı saha ihlali yapıyor, Brandon Bass topu yere vurduğu için teknik faul alıyor, Pierce ve Rondo rezalet şut atıyordu (Maçı 34'te 9 ile bitirdiler.). Hatta maç sonunda ribaunt istatistiğinde Heat'in 49'a 39'luk üstünlüğü olacaktı. Fakat Doğu Konferansı Finalleri, Batı'ya göre çok daha acayip ve anlaşılması zor bir seriye sahne oluyor.

Pierce LeBron'un üstünden 3'lüğü gönderdi. Elimizi korkak alıştırmayalım: 1. Russell; 2. Bird; 3. Havlicek; 4. Cousy; 5. Hakikat. Paul Pierce gelmiş geçmiş en büyük 5. Celtics efsanesine dönüşmüş gibi görünüyor. Takas döneminde Danny Ainge'in Pierce, RayRay, Garnett ve Rondo'yu yollamaya çalıştığını hatırladıkça kendimi kıçımdan tavana asasım geliyor. Birkaç ay önce şöyle yazmışım:

Antoine Walker gönderildikten sonra herkes Pierce'ın sayı kralı olabileceğini konuşuyordu. Fakat adam liseli değil, hakikatin ta kendisi; 25 sayı ortalamasını geçmek gibi bir takıntıya sahip değil. Sayı, ribaunt ve asist departmanlarında Boston'un liderliğini üstlendi. Çok çalışmadığı, partiler verdiği söyleniyordu ama asla bencillik yapmadığına, takımı yönetmeye çalıştığına şahit olduk. Sürekli korkunç kadrolarla desteklendiği için başarısız oldular ama takasını istemedi. Varlığını Boston'ın varlığına armağan etti. Şimdi dinle beni Danny Ainge! Eğer bu adamı göndermeye çalışırsan seni içeri kilitleyip TD Garden'ı yakacağım. 6 milyar insan bizi izliyor. Sözüm söz.

Her iki konferans finalinde de 2-0 geriye düşen takım üst üste 3 maç kazanmış oldu. 6. maçlarda Oklahoma ve Boston taraftarlarının beyin kokusu almış zombilere benzeyeceğini tahmin ediyorum.

Not: Chris Bosh döndü ama yalnızca 14 dakika oynayabildi. İstatistik kağıdında 7 ribaunt yazıyor. Tabii daha dikkatli bakınca olayın biraz daha garip olduğunu fark ediyoruz. Sahada olduğu dakikalarda Heat 7 sayı geride. Üstelik takımın top kayıpları (7) basketlerinden (5) fazla.
Not-2: Maç sonrası Heat oyuncularına "good job, good effort" diye bağıran bir çocuk taraftar vardı. Bazıları Heat taraftarı olduğunu, oyuncuları motive etmeye çalıştığını söylüyor; bazılarıysa troll olduğunu, Celtics'i tuttuğunu. Neyse ne. Gün boyu 30 dakikada 1 izleyip gülmeyi planlıyorum.

Birkaç Haber

Blazers GM mevkiine Clippers'tan ayrılan Neil Olshey'i getirecek. Dedikodulara göre Batum'un gelecekteki kadronun temel direklerinden biri olacağını söylemiş (hâliyle). Fakat Vinny del Negro'yu Los Angeles'a getiren isimdi kendisi. Koç seçimlerinde aman dikkat diyorum.

Jimmer Fredette evlendi. En yakın arkadaşlarından DeMarcus Cousins, Fredette'in bekaretini kaybedeceği yönünde bir espri yapmış twitter'da: "Bugün dostum için büyük gün... ve tabii ki büyük gece. Eheh."

DeShawn Stevenson, mutfak, para çekme makinesi. Denklemin sonucunu size bırakıyorum.

No comments: