Sunday, April 22, 2012

O. J. Simpson Vakası ve NBA Finalleri

O. J. Simpson davasını bilmeyen var mı? Tarihteki en büyük running back'lerden biri, NFL Hall of Fame'ine seçilmiş bir efsane, eski eşini ve sevgilisi olduğu iddia edilen bir adamı bıçaklayıp arkasında tonla delil bıraktı. Cinayet mahallinin her yerinde kanı vardı. Kadın (Nicole) öldürülmeden önce boğuşmaya girdiği belliydi ve OJ'in elinde bir kesik vardı. Cinayet işlendiğinde başka yerde olduğunu söyleyebilen hiçbir tanığı yoktu. OJ Simpson'a ait bir eldivende Nicole'un kan izlerine rastlandı. Simpson'ın arabasında Nicole'un kan izlerine rastlandı. Öldürülen adamın kıyafetlerine ait lifler, aynı arabanın döşemesinde bulundu. Üstelik Nicole pek çok defa polisi arayıp, kocasının kendisini dövdüğü gerekçesiyle yardım istemişti ve telefon kayıtları mahkemeye sunulmuştu. Simpson, Amerika Tarihi'nin en meşhur davalarından birinin tek sanığıydı (başka şüpheli bulunamadı.). Belki Manson ve melekleri (cinayetler işlemeye başlayan bir hippi komünitesi) ya da Bill Clinton'ın yasak aşkı gibi vakalarla kıyaslamak mümkün. Davadan önceki süreci hatırlatayım.

Tek şüpheli olan Simpson'ı zorla karakola götürmediler. Cinayetten birkaç gün sonra teslim olması için 11'e dek süre tanıdılar. Tüm gazeteciler polis istasyonunda toplanmış bu tarihî ânı kaydetmek için bekliyorlardı. Beklediler, beklediler... Biraz daha beklediler. Ama Juice gelmedi. Derhal yakalama emri çıkarıldı. Gezegendeki en büyük sporculardan birini tutuklamak için Los Angeles'taki tüm polisler seferber olmuştu. Birkaç saat içinde Amerika'daki tüm insanlar televizyonlarının başına geçecek, şaşkınlıktan beyinleri sulanmış bir halde tarihteki en garip televizyon yayınlarından birini izleyeceklerdi: Juice'un kaçma girişimi.

Juice beyaz bir Bronco'daydı ve yanında bir rehine vardı (başka bir futbolcu: Al Cowlings). Peşlerinden onlarca polis aracı geliyordu; motosikletler, arabalar, helikopterler... Televizyonlar canlı yayına geçmişler (ABC, CBA, CNN... bütün televizyon kanallarından bahsediyorum.), başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorlardı. "Ulan bu anlattıklarının NBA'le ne alakası var" diyorsanız kameralarımızı Madison Square Garden'a çevirelim: 1994 NBA Finalleri. Hakeem Olajuwon'ın Rockets'ı Knicks'e karşı mücadele veriyor. Seride durum 2-2. Beşinci maçı kazanan çok büyük bir avantajı ele geçirecek. Fakat hiçkimse basketbolla ilgilenmiyor, herkes Juice'un peşinde. O gece pizza ve hamburger şirketleri eve servislerde rekor kırdılar. 100 milyon insan Simpson'ı canlı yayında izledi (televizyon seyircilerinin yaklaşık %75'i.).


NBC profesyonel zorunluluklar gereği maç yayınını iptal etmeyeceklerini açıkladı (aman ne demek, teveccühünüz). Fakat alt yazılarla son gelişmeler iletiliyordu sürekli. En sonunda ekranı ikiye bölüp her iki olayı da aynı anda vermeye başladılar. Dünya basketbolunun zirvesi mecburiyetten canlı yayınlanıyordu. Patrick Ewing'in şampiyonluk yüzüğüne en çok yaklaştığı ânı yaşıyorduk. Bir daha asla kupaya bu kadar yaklaşamayacaktı. Ewing'in 25 sayı 12 ribauntu, John Starks'ın, Charles Oakley'nin, derek Harper'ın iyi performansları... Knicks maçı alacak ama son iki maçı Rockets'a kaptırınca, 7 maçlık seri sonunda ilk yüzüğüne ulaşan Hakeem "The Dream" Olajuwon olacaktı
Buraya kadar olan her şey tamam. Fakat Juice'un gölgelediği tek spor dalı basketbol değilmiş. ESPN'in 30. yaşgünü için 30 tane belgesel çektiğinden bahsetmiştim. Belgesellerden biri bu konuyu ele alıyor: June 17th, 1994. O gün New York'ta Rangers'ın şampiyonluk kutlamaları vardı. 54 sene sonra Stanley Cup Finali'ni[1] kazanan Rangers kupayla beraber sokakları turluyordu. Efsanevi golfçü Arnold Palmer son kez Amerika Açık'ta sahne alıyordu. 1994 Dünya Kupası'nın açılış günüydü ve gösterilerin ardından ilk maçlar başlamıştı. MLB oyuncuları grev kararı almak üzereydi. NBA Finalleri'nin 5. maçı oynanıyordu. Ve tğm bunlar kimsenin umrunda değildi.


O. J. Simpson'ın önce kaçmaya çalıştığı, sonra intihar edeceği, daha sonra annesinin evine gitmeye çalıştığı düşünüldü. Saatler süren kovalamaca bitince Juice tutuklandı. Mahkemede suçsuz bulundu. Birkaç sene sonra tekrar açılan davada suçlu bulundu ama aynı suçtan ikinci kez hüküm giyemeyeceği için 30 milyon $ para cezasına çarptırıldı.

*

[1]Amerikanya Sporları Hakkında Temel Bilgiler: NHL finaline "Stanley Cup Finali" denir. Mesela NFL finaline de SuperBowl deniyor. Stanley Cup 24 saat boyunca şampiyon oyuncuların evinde kalır. O yüzden kupanın kendisi, yüzükten daha önemli bir simgedir hokeyciler için.

No comments: