(Çok afedersiniz ama "Westbrook kötü oyuncu:(" diyenlerin isyanına bacağım girsin. Adam kopmuş, aşmış falan fistan. En başta bunu söyleyeyim, Westbrook-hater'lar yok yere heveslenmesin. Fakat gezegende Durant diye bir adam var. Yazının konusu yaklaşık olarak böyle. Öhöm... Başlıyorum.)
Skip Bayless diye meşhur bir yorumcu var. Jar Jar Binks ile Yalçın Küçük'ün aynı vücutta Dünya'ya gelmiş hâli. Basketboldan anlamadığını iddia etmiyorum ama abarttıkça abartır. Scottie Pippen için, "Jordan olmasa bu kadar yüzük kazanamazdı" der (Doğru, 1-2 tane bile kazanamayabilirdi.), ardından, "Pippen tarihteki en iyi 50 basketbolcudan biri değil" diye devam eder (WTF!). LeBron James'i pek sevmediği için Kevin Durant'in NBA'deki en iyi all-around (istatistik kağıdının her yerini doduran) oyuncu olduğunu iddia ediyor mesela. Russell Westbrook da en çok eleştirdiği oyunculardan biri: "Westbrook Durant'ten daha fazla şut kullanıyor, Westbrook kendi takımına sahip olmayı arzuluyor, Westbrook MVP adayı olmak istiyor, Westbrook Dünya'yı ele geçirme planları yapıyor..."
Skip Bayless diye meşhur bir yorumcu var. Jar Jar Binks ile Yalçın Küçük'ün aynı vücutta Dünya'ya gelmiş hâli. Basketboldan anlamadığını iddia etmiyorum ama abarttıkça abartır. Scottie Pippen için, "Jordan olmasa bu kadar yüzük kazanamazdı" der (Doğru, 1-2 tane bile kazanamayabilirdi.), ardından, "Pippen tarihteki en iyi 50 basketbolcudan biri değil" diye devam eder (WTF!). LeBron James'i pek sevmediği için Kevin Durant'in NBA'deki en iyi all-around (istatistik kağıdının her yerini doduran) oyuncu olduğunu iddia ediyor mesela. Russell Westbrook da en çok eleştirdiği oyunculardan biri: "Westbrook Durant'ten daha fazla şut kullanıyor, Westbrook kendi takımına sahip olmayı arzuluyor, Westbrook MVP adayı olmak istiyor, Westbrook Dünya'yı ele geçirme planları yapıyor..."
Temelde Bayless'ın demek istediklerine katılıyorum. Hatta NBA yorumcularının çoğu katılıyor. 2 sezondur oyun kurucu olmasını, hücumu idare etmesini ve ligin en iyi skoreri olan Durant'e pozisyon hazırlamasını bekliyoruz. Fakat sorun belli: Russell Westbrook oyun kurucu değil. Özel bir koçun elinde yetişse kendini farklı rollere adapte edebilirdi ama Thunder'ın koçu Scott Brooks hücum organizasyonu özürlü olduğu için yalnızca skor üretiyor (Bunu da mükemmel yapıyor.). En sonunda Brooks pes etti ve oyuncuları parkelere saldı. Herkes iyi yaptığı şeyleri yapıyor artık. Durant, Westbrook ve Harden şut atıyor(1), egosunu törpülemiş süper insanlar (Perkins, Ibaka, Collison, Sefalosha...) ise müdafaaya konsantre oluyorlar.(2)
En büyük problem ise hücumcuların kafalarına göre oynamaları, zor şutlara mahkum olmaları. Kimse asist yapmaya çalışmıyor. Oklahoma'nın maç başı asist ortalaması 18.5. Ligin zirvesindeki diğer takımların (Mami, Bulls, Celts, Magic, Lakers, Spurs, Dallas...) hepsinden daha az. Hatta saydığım takımların hiçbiri maç başına 20 barajının altına inmiyorlar.
Westbrook Durant kadar şut kullanıyor.(3) Rolü iyiden iyiye değişti. Geçen sezon 8.2 asist yapıyordu. Bu sezon 5.4'te kaldı. Hakkını yemeyelim, Westbrook süper skorere dönüştü. %47 ile 24.5 sayı atıyor(oha!). Sayı krallığında beşinci sırada. Penetre ediyor, dripling üstünden şut atıyor, orta mesafeden sürekli isabet kaydediyor. Über atletik özellikleri yüzünden durdurulamıyor. Bol bol şut kullanmalı, bazı hücumları domine etmeli hatta. Fakat Kevin Durant takımdayken kimin en çok şut kullanması gerektiği belli. Durant yalnızca son iki senenin sayı kralı ya da ligin en iyi skoreri değil, önümüzdeki 10 senenin de en büyük skoreri.(4)
-Bana topu ver. Ona ihtiyacım var
Onlarca yorumcu Westbrook'un daha az şut kullanıp hücum organizasyonuna yönelmesi gerektiğini, takımda Durant gibi manyak, aşmış, fevkaladenin fevkinde bir skorer varken sayıya yönelmesinin anlamsız olduğunu söylüyor. Normal sezonda durdurulamaz bir ribaunt gücüne ve olağanüstü yeteneklere sahip oldukları için işlerin yolunda gittiğini ama play-off'larda rakip takımlar Thunder hücumlarını kilitlediklerinde sudan çıkmış balığa döneceklerini anlatıyorlar. Genel atmosfer böyle. Skip Bayless de her zamanki tavrıyla Westbrook'u idam edince mikrofonları Durant'e uzattılar. Bir kere daha Durant'in olağanüstü bir insan olduğunı, iyilik adına savaştığını gördük. Şunları söyledi:
"Ben daha fazla şut kullandığımda daha kötü bir takıma dönüşüyoruz.(5) Söylediğim gibi Skip pek bir şey bilmiyor. Bizi seyrettiğini bile sanmıyorum. İstatistiklere bakıyor ve geleneksel olarak oyun kurucuların takımdaki diğer basketbolculardan daha fazla şut kullanmaması gerektiğini söylüyor. Fakat o şut kullandığında daha iyi bir takıma dönüşüyoruz. Ben diğer alanlara katkı verdiğimde, ribaunt ve savunmaya konsantre olduğumda, daha az şutla daha çok skor üretince daha iyi bir takım oluyoruz. Skip yalnızca komik bir adam."(6)
KD: Hayır, topu Russell istiyor
İsa mısın, Buda mısın Durant? Bunları ligin açık ara en iyi skoreri söylüyor. Eğer hücum sistemleri bazı oyuncuların kafasına göre şut atması olacaksa, elbette ki Westbrook sürekli skor üretmeli. Fakat Durant de kimin daha fazla şut kullanması gerektiğini biliyor. Hem takım arkadaşını koruyor, hem de takımı Shaq-Kobe gibi bir ego mücadelesinden uzak tutuyor.
Westbrook'un üstüne fazla gidilmemeli. Olağanüstü bir basketbolcuya dönüştü. Kendini basketbola adadığı, sürekli çalıştığı belli. Yaklaşık %50'yle şut atıyorsa, denemeye devam etmeli elbette. Fakat Durant'in sözlerinden sonra, "Ben bu takımın Jordan'ıyım, Durant ise Pippen" demez umarım. Yine de Durant'in play-off'larda kritik rolleri üstleneceğini tahmin ediyorum.
Son olarak, Thunder'ın başarılı olmasını çok isterim ama şu hücum anlayışıyla Spurs'le karşılaşırlarsa elenirler muhtemelen.(7)
Son olarak, Thunder'ın başarılı olmasını çok isterim ama şu hücum anlayışıyla Spurs'le karşılaşırlarsa elenirler muhtemelen.(7)
**
(1)Thunder
maç başına takım hâlinde 75 civarında şut deniyor. Durant, Westbrook ve
Harden bu sayının 2/3'sine imza atıyorlar: maç başı 50+ (ELLİ) şut. Yani Miami'nin büyük üçlüsü kadar. Üstelik Thunder'ın çok daha derin bir kadroya sahip olduğu aşikar.
(2)Söylemekten dilimde tüy bitti. Anlata anlata suyu çıktı; cılkı çıktı, boku çıktı. Ama bir kez daha OKC'nin hücum prensiplerinden bahsetmek zorundayım. Play-off'lara dek ağzımdan bir daha OKC lafı çıkmayacak. Takımın yarısı dripling üstünden şut atar, diğer yarısı savunma yaparsa tahmin edilebilir bir takıma dönüşürsünüz. Elinizde Jordan ve Wilt olsa bile hücum girişimlerinizde avuçla bok yersiniz. Gerçi atıp tutuyorum ama birkaç haftadır OKC çok güzel basketbol oynamaya başladı. Sırayla Lakers, Miami, Chicago gibi takımları devirdiler ama bahar havasının uzun süreceğini zanetmiyorum. Hâlâ ligin en kötü pick&roll (modern basketbolun bir numaralı hücum silahı) oynayan takımarından biri Thunder.
(3)Durant 19.6, Westbrook 19.5
-Russell toplarını/taşaklarını istiyorum.
+Asla bebek, asla...
(4)Durant hücum repertuarını delicesine geliştirdi; post oyunu, ayak fundamental'ı... Ama bu sezon oyunun diğer alanlarına da katkı yapıyor. Kariyerinde ilk kez asist/top kaybı ortalamalarını dengeledi. Durant bu sezon kariyerinin en yüksek ribaunt ortalamasına ulaştı(8.0) mesela. Westbrook ise çaylak sezonu dahil en düşük ortalamayla oynuyor(4.5).
(5)Aslında istatistikler de böyle söylüyor. Westbrook'un daha fazla şut kullandığı maçlarda sürekli galip geliyorlar: 20-4. Ama Westbrook bazı maçlara kötü başlayınca kaybolabiliyor. Takımın hücum organizasyonu rezalet olduğu için tüm yük Durant'in omuzlarına biniyor ve el üstünden fade-away 3'lüklerle takımı ayakta tutmaya çalışıyor. Sonuçta mağlup oluyorlar tabii.
(6)Skip Bayless'ın ailesi Oklahoma'da yaşıyormuş. Hatta Durant'in yorumlarından sonra şöyle bir kayda rastladım.
(7)Muhtemelen
yazın Brooks'u gönderip Rick Adelman gibi iyi bir koçla anlaşacaklar. Kesin eleneceklermiş gibi konuşuyorum ama Thunder şampiyon olursa basketbola bakışım değişir. Göğsüme Scott Brooks yazıp Oklahoma sokaklarında çıplak dolaşırım artık.
2 comments:
westbrook ve durant'in istanbul'daki tüm maçlarını izleyen biri olarak, dediklerinin hepsine katılıyorum. westbrook mutlak ve mutlak sınırlandırılması gereken bir oyuncu, sürekli dizginlemek lazım(mike krzyzewski'nin WC'de yaptığı gibi). ziyadesiyle ''lise takımı'' havasına sahip olan oklahoma'nın en büyük sorunu koç olduğundan bu pek mümkün olmuyor. UCLA'de Love'ın yancısı yaftasını yiyen adamın burada da ''Durant'in yancısı'' yaftasından kurtulmak istemesini normal karşılıyorum... sene başı paul-westbrook takası konuşulduğunda bi' thunderlı olarak çok sevinmiştim ama olmadı o. keşke olsaydı, en azından şu ''tümer-sergen'' goygoyu yapılmazdı şu ikisine. her şeyden önce bir koç lazım bize, westbrook'u ikiye çekebilecek birisi misal? ama o da biraz riskli, sefo'yu benche çekmek ve bununla beraber harden'ın da süresinin kısıtlanması demek bu. en makbulu westbrook'u top seviye bi' guardla takas etmek. ama presti'nin o işe gireceğini pek sanmıyorum.
harden'ın dakikalarını kısaltmak olmaz. adam zaten all-star seviyesinin eşiğine geldi. sefolosha da savunmayla uğraştığı için kenardan geldiğinde etkisi azalıyor. westbrook'u da göndersen bi türlü, göndermesen bi türlü. presti haklı olarak takasa yanaşmaz gibi görünüyor. ama haklısın abi, tümer-sergen goygoyu aldı başını gitti. önce play-off'lar bitsin, başarısız olurlarsa hücumdan anlayan düzgün bir koçla anlaşırlar. takım da kendine gelir muhtemelen.
Post a Comment