Thursday, April 19, 2012

LeBron Meme Arşivi

LeBron James şu an ligdeki en iyi oyuncu. İnsanoğlunun fiziken ulaşabildiği en son noktayı temsil ediyor. Bunu söyleyerek LeBron Hater'ları uzaklaştırıyor ve başlıyorum.

LeBron'un yarattığı etkiyi sayılarla ölçünce insanın beyni akıyor. Bir nükleer bombaymışçasına istatistik kağıdının ortasına düştüğünü ve tüm departmanları paramparça ettiğini görüyoruz. Her gece triple-double'ın sınırlarında geziniyor. İstese her gece triple-double yapabilir. Hatta akıl almaz atletik yetenekleri (güç, sıçramak, hız...) yüzünden top çalma ve blok istatistiklerini de alt üst edebilir. LeBron asla sevdiğim bir basketbolcu olmadı (Günümüzün en büyük basketbolcusu olan Kobe'yi de pek sevmem, hatta Michael GOAT Jordan'ı da. Objektif takılıyorum. Sakin olabilirsiniz.) ama her maçını heyecanla bekliyorum. Ömrüm boyunca bir daha böyle bir basketbolcu göremeyeceğimin farkındayım çünkü. LeBron emekli olduktan sonra hiçbirimiz asla ama asla böylesine manyak bir vücutla karşılaşmayacağız.

All-around basketbolculardan bahsederken önce Oscar Robertson ismi söylenir. Besmele gibi bir şey. Önce Oscar demezseniz all-around hakkında yazdıklarınızın hükmü kalmıyor amk. Herifçioğlu ilk 5 senesinde şöyle ortalamalar tutturdu: 30.3 sayı, 10.4 ribaunt, 10.7 asist (WTF!). Big O'dan beri oyunun her alanını domine edebilen kaç oyuncu gördük? 82'de Magic Johnson 18.6 sayı, 9.6 ribaunt, 9.5 asist ortalamaları tutturdu[2]. Bird'in 1986/87 istatistikleri: 28.1 sayı, 9.2 ribaunt ve 7.6 asist[3]. Ucundan kıyısından Jordan... o kadar[4]. Gel zaman git zaman sene 2003 oldu, LeBron isimli garip bir organizma geldi. Charles Barkley ve Magic Johnson'ın aynı bedende Dünya'ya gelmiş hâli; muhteşem bir pasör, aşmış bir ribaunt makinesi, hızlı hücumlarda durdurulamayan bir azman... Kimse gözlerine inanamıyordu. Herkes hücum repertuarını geliştirip lig tarihini değiştirebileceğini konuşmaya başlamıştı.

Fakat LeBron asla kendini tam olarak basketbola adamadı. En azından kafaca. Kazanmayı obsesyon haline getirmedi. Kendi yetenekleri doğrultusunda gelişmek yerine sokakta oynayan çocuklar gibi abuk subuk 3'lükler, fantastik fade away'ler denedi. Pek çoğunda da başarılı oldu. Ama ligde 9. senesini geçiriyor ve ayak fundamental'ını son zamanlarda geliştirmeye başladı. Birkaç sene öncesine dek post oyununu hiç bilmiyordu (Hele şükür bu alanda kendini geliştirdi.).

Bazı atletler yalnızca karşı konulamaz fizikleriyle tüm ligi domine ettiler. En uçuk örneği vereyim: Wilt. 30.1 sayı, 22.9 ribaunt. Hayranlıkla haykırıyorum: Oha! Tüm ligi denize döktü. Tabii playoff'larda Russell'a tosladığı biliniyor[5]. Hatta Willis Reed'e karşı bile pek varlık gösteremediği olmuştu. LeBron'a dönelim, kariyerinin hiçbir döneminde Wilt gibi bencil olmadı. Hatta Kobe ya da genç Jordan gibi de değildi; sürekli şut atmaya çalışmıyordu, takım arkadaşlarını oyuna katıyordu. Zaten ligin en iyi oyuncusu ama çok daha iyi olabileceğini biliyoruz. Sırtı dönük topu aldığını hayal edin (2011 Finalleri'nde Heat taraftarları hayal etmekle yetindiler.). Herhangi bir oyuncuyu sırtına takıp potaya götürebilir. Fakat hafiften eğlencesine bakıyor (Dwight gibi değil elbette.). Gerçi benim o kadar param ve şan şöhretim olsa ölene dek yan gelir yatardım ama konu spor olunca işler değişiyor.

1997 finallerinden sonra Michael Jordan'ı hayal edin. Defalarca sayı kralı olmuş, taşıyamayacağı kadar çok MVP ödülü kazanmış, 5 kere şampiyonluk kupasını kaldırmış, basketbolda ulaşılabilecek en üst noktaya gelmiş bir adam. Herkes hayret içinde: "1,5 sene basketbolu bıraktıktan sonra kaldığı yerden devam ediyor. 2 yüzük daha kazandı. Gezegendeki en karizmatik insan..." Normalde sosyopat değilseniz en geç bu noktada basketbolu bırakmanız lazım. Akıllı mantıklı adamın, hatta insan dediğin bünyenin motive olmakta zorlanması lazım. Ama sonraki playoff'larda ne olduğunu herkes biliyor. Attığı sayılardan değil, kendini parçalamasından, basketbola oyununa hükmetmesinden bahsediyorum. MJ lig tarihindeki en büyük atletlerden biriydi. Fakat LeBron'un fiziğine sahip olsaydı rahatlıkla 10 şampiyonluk kazanabilirdi (Halamın 3 memesi olsa Marslı olurdu.).

LeBron bir türlü kazanmaya odaklanamadı (Kobe, Isiah, Garnett vs gibi). Abuk subuk kadrolarla desteklendiği için (Cleveland yönetiminin bulduğu en iyi oyuncu: Ahı gitmiş, vahı kalmış Jamison.) tüm başarısızlığı LeBron'un üstüne yıkmıyorum (1 kere finallere yükselmesi bile dev başarı.). Fakat basketboldaki en büyük günahı işlediği malum: Cleveland'da oynadığı son playoff'larda, Boston serisinin 5. maçında takımı terk etti. Sahaya çıktı ama oyuna ve takım arkadaşlarına küstü. Dünya sinirden köpürecek, LeBron ise sıçtıkça sıvamaya devam edecekti. Televizyon programında Cleveland'ı bıraktığını açıklad[6]ı. Miami'de sezon başlamadan önce dev bir kutlama yaptılar[7]. Tüm bunların üstüne LeBron finallerin son dört maçının son çeyreklerinde 2 veya daha az sayı attı.

İnternet çıldırdı tabii; bloglar, forumlar, sözlükler... Herkes LeBron'la taşak geçmeye başladı. Binlerce meme[8], milyonlarca tweet... İnternet ortamı kurtlar sofrası. Espriler çok acımasız oldu. Ben de bir kısmını toplamaya, küçük bir arşiv yapıp insanlıkla paylaşmaya karar verdim.


LeBron hater falan değilim. Alakam yok[9]. Hepsine gülmüşümdür ama çok da ciddiye almadım. Espri yapmak için bir şeyleri abartmak[10] gerekiyor zaten. İlk aklıma gelen meme'ler şunlar.


LeBron yeteneklerini South Beach'e taşımaya karar verdikten sonra New York medyası


The Lyin' King
"Benim tek amacım var: Cleveland'a şampiyonluk getirmek. Ve bunu başarana dek durmayacağım."


4. ÇEYREK
KAYIP
İsim: LeBron James, Boy: 2.07, Kilo: 125,
En son Dallas'ta görüldü. Son çeyrekte ortaya çıkacaktı ama yok oldu. Yeri belirlenemiyor.

4. Çeyrek. Uyku zamanı.

Sonra LeBron dedi ki, topu bana ver. Son şutu sokabilirim.

Son çeyreğe dek bekleyin... kendimi yok edeceğim.

-Hey LeBron 2 doları bozabilir misin?
+Tabii ki Dirk. Al.
-Sadece 75 cent verdin!
+Pardon. Son çeyreği getirmemişim.

Gerek yok moruk. Sonu şutu sen kullan

PIPPEN "LEBRON GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ OYUNCU OLABİLİR" DEDİKTEN SONRA
-Yani LeBron benden daha iyi. Öyle mi?
+O gün acayip kafaydım Mike

LeBron'a senden daha iyi olduğunu söyledim... ve inandı!

...ve daha sonra LeBron dedi ki: "2 değil, 3 değil, 4 değil, 5 değil, 6 değil, 7 değil..."

YÜZÜK
Her zaman finallere ulaşmam. Ama ulaştığımda, kaybederim. Yüzüksüz kalırım dostlar.

Yüzüğün Kaybı

3 tane elflere, 7 tane cücelere, 9 tane insanlara, 1 tane Sauron'a, 6 tane Jordan'a...

Yüzüksüz

Sakin ol LeBron. Yalnızca evlilik yüzüğümü düşürdüm.

LeBron James'in telefonu. Yalnızca titreşir. Zili* çalmaz.
(*Ring: Halka, Zil sesi, Yüzük)

-Kobe, yüzük parmağımı incittiğimi duymuş muydun?
+En azından yüzüğün suçu olmadığını biliyoruz.


-LeBron'un yüzüğünü ver.
+Ciddi olamazsın

Kupam nerede?

Bak! Görünmez kupam.



Hala yüzüksüz

LeBron neden koleje gitmedi? Finalleri geçemediği için.




*

[1]Daha önce de söyledim. Ben en çok Hakeem'i severim. Ama tarihte daha büyük 5 uzun bulabiliyorum: Russell, Kareem, Wilt, Duncan, Shaq. Harbiden objektif takılıyorum (ya da bana öyle geliyor.). Sakin.

[2]Kariyer istatistikleri: 19.5 sayı, 7.2 ribaunt, 11.2 asist

[3]Kariyer istatistikleri:  24.3 sayı, 10 ribaunt, 6.3 asist

[4]Jason Kidd de sürekli triple double yapardı ama asla Big O ya da Magic&Bird gibi skor üretmesi mümkün değildi. Triple-double'dan değil, tüm departmanları domine etmekten bahsediyorum.


[6]Cleveland'dan ayrılması sorun değil. Wad&Bosh'a katılması garip ama bu da çok dert değil. Ama canlı yayında tüm ülkeyi televizyon başına kilitleyip kendi şehrini bıraktığını açıklaması (nefesini tutup aptal aptal ekrana bakan taraftarları düşünün.), New York gibi tüm lige meydan okuyacağı bir pazar yerine başka süper güçlere katıldığını söylemesi akıl alır gibi değil. Televizyon şovunu duyunca Cleveland'da kalacak ve kahramanlık yaptığını vurgulayacak sanmıştım. Bu ne lan!

[7]Gelmiş geçmiş en şımarıkça özgüven patlaması bu kutlama mıydı? Evet. "Muhtemelen gelmiş geçmiş en büyük üçlüyüz." Miami'ye gelmeden önce (7 sene) yalnızca 3 playoff maçı kazanabilmiş Chris Bosh gelmiş geçmişen büyük trio'nun üçüncü ayağını oluşturuyordu yani. "Her sene şampiyonluk kazanmak için toplandık." 7+ şampiyonluk sözleri verildi. Ben ne desem boş. Mikrofonları Büyük 3'lüye çeviriyoruz.
                             

[8]Etimolojisini fln bilmem ama internet ortamında (4chan, reddit, 9gag falan fistan) güldürüklü resimlere meme deniyor.


[9]Alakam yok. Ama hafiften Nate Robinson hater'ım.


[10]Mesela Miami'nin ilk senesinde zayıf bench'le finallere kalması başarı. Üstelik LeBron konferans finallerinde Chicago'yu tek başına devirdi ama herkes komik olsun diye abartıyor.  Normali de bu. LeBron 2012 playoff'larının kritik anlarında ön plana çıkarsa hepsi unutulur. Başarı gelince hafızayı resetliyoruz. 2000'lerin ortasında Kobe'yi seven insan sayısı azdı. Jordan'ın ilk döneminde herkes bencil olduğunu iddia ediyordu. Kariyeri büyük ya da küçük olsun imaj başarıya bağlı. Her şey bir buçuk ay sonra ne olacağına bağlı. LeBron coşarsa omuzlara alınacak. Yine kritik anlarda kaybolursa "içinde yokmuş" denilecek (9 sene oldu, insaf.). Miami'nin big 3 projesini on yıl sonra nasıl hatırlayacağız? Playoff'larda öğreneceğiz.

3 comments:

anilka23 said...

cleveland'ı bırakana kadar azılı bir lebron fanatiğiydim, şimdi ise tam tersi. azılı bir lebron haterım. nba tarihinin gördüğü en büyük loser olarak hatırlanması tek dileğim... belki jordan'ın başında olduğu gibi bir zen master olsaydı şimdi durum başka olurdu, ama böyle bir fırsat eline geçmedi ne yazık ki(!) neyse zaten bu sene de bi' cacık olmazsa şu takımdan riley sahaya iner ve şampiyon yapar şu çapsızları.

Kaan Yaman said...

Problem bana kalırsa burada zaten. Cleveland'ı bırakana kadar azılı LeBron fanatiğiyken, şimdi azılı bir LeBron hater olmak.

Phil Jackson büyük egoları çok güzel idare eder eyvallah da, ben basketbol hırsı olmayan adama hırs kattığını falan hiç görmedim. En fazla bu seneki Bynum'un bir kaç sene örtülmesine yaramış olabilir bilemiyorum.

Eğer verim için zikredildiyse Phil Jackson ismi, LeBron gibi istatistik kağıdını paramparça eden bir kısa forvetiniz varken "verimli kullanılmadı" deme şansınız yok. Dwight Howard'ı verimli kullanamayabilirsin, Carmelo Anthony'i verimli kullanamayabilirsin, hatta Steve Nash'i de verimli kullanamayabilirsin ama LeBron'u en verimli kullanamayacağın sistem olan şu üç yıldız gerisi patates kadroda hatta LeBron'la Wade'in dakika rotasyonunu doğru düzgün ayarlamadan bile kullansan potansiyel 30-8-8'dir. Zaten Phil Jackson da direk olarak verim almakla alakası olan bir koç değildir daha çok sistemine göre oyuncu seçer ya da yontar diyebiliriz.

Ben Riley'nin New York yıllarını bilmem ama Miami'deki şampiyonluğu olacak iş değil. O kadar yalan toplama bir kadro SVG tarafından tam raya oturtulmuşken Shaq ile beraber şampiyonluğun kucağına oturdu belki de. Motivasyon, oyuncuların ego kontrolü dışında bir artısı varsa ben eskilere hakim olmadığımdan bilmiyorum, ama Miami'nin SVG-Riley geçişinde hiçbir şey değiştirmediğini biliyorum. Gerçi eşek olsa iki senede oturturdu şu rotasyonu Spoelstra'ya göre bir artısı o olabilir, bu üçlüyle de o bile yetebilir hatta.

LeBron'u severim. Ama LeBron'un gelişimiyle ilgili, ayak fundamental'ını bile geçtim de, dokuz yıldır post oynayamaması basketbola ve bakışına dair her şeyi belli ediyor bence. "When the fourth comes"a da çok güldüm bu arada.

tei said...

bulls maçında hiç küsmüşe benzemiyordu :) bir ara lucas ı öldü sandım